ÇELİK: “TÜRKİYE’NİN GLOBAL BİR KURUYEMİŞ MARKASI OLMALI!”

IMG_0919

La Recolte Du Monde 5. Sayısında önemli bir konuk ağırlıyor: Çelik Kuruyemiş Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Çelik.

Antalya’da kurduğu son teknoloji üretim tesisinde “Çelik” markalı kuruyemiş ürünlerini tüketime hazır hale getirerek Türkiye’nin dört bir köşesine gönderiyor. Adı gibi sağlam bir markaya imza atan Çelik, çok sayıda kuruyemiş çeşidini halk ile buluşturuyor.

Röportajımız boyunca sektöre yön veren kuruluşların bir araya gelerek bir dünya markası yaratması gerektiğine dikkat çeken Çelik, “Kuruyemiş ürünlerinin yetiştirildiği bu bereketli topraklardan dünya genelinde bilinen bir marka doğmalı. Birlik içerisinde çalışmalıyız. Bu bizim gençlere borcumuz.” dedi.

 

Sizi tanıyabilir miyiz?

1958 yılında, 12 çocuklu bir Yörük ailenin mensubu olarak Akseki ve Seydişehir arasındaki Toroslarda dünyaya geldim. Ben bir Anadoluluyum, tam olarak halkın içindenim.

 

Kaç yıldır bu sektördesiniz?

Benim Kuruyemiş sektörü ile tanışmam 1975 yılına dayanır. Biz Aksekililerde çocuk 12 yaşına geldiğinde okumaya meyli varsa okutulur; yoksa genç yaşta gurbete giderek çalışma hayatına atılır. Bizden önce köyünden çıkıp makam mevkii sahibi olmuş büyüklerimizin himayesinde iş öğrenir, meslek sahibi olur. Bu benim için de öyle oldu. 12 yaşında köyümden ayrıldım ve iş hayatına erken yaşta atıldım.

1975 yılında bir akrabam kuruyemiş satıyordu. Antalya’da, Şarampol diye tabir edilen yerde, meşhur Akdeniz Sineması’nın önünde kuruyemiş satıyordu. 15 yaşlarında onun yanına çırak olarak girdim. Bir araba da bana emanet etti, onunla kuruyemişçiliği tanıdım.

 

 

Kuruyemişi Çelik markası ile paketleyerek on tüketici ile buluşturmaya ne zaman başladınız?

85 yıllarında ilk olarak kuruyemiş çeşitlerini paketlemeye başladık. Sonra Çelik Kuruyemiş firmasını teknoloji ile donatmaya devam ettik, kendimizi emin adımlarla geliştirdik. Her zaman kendimize şu hedefi koyduk: “Her şeyin en iyisini yap!”

Gıda Sektörü hassas dengeleri olan bir sektördür. Asla kalite ve sağlığa uygunluktan ödün vermemek gerekli. Biz de bu çalışma ahlakını daima koruduk. Ayrıca teknolojinin takipçisi olduk, dünyadaki yenilikleri takip ettik, araştırmaktan hiç vazgeçmedik.

1994 yılında ilk olarak Altınova Beldesine gelerek şu an üretimimizi yaptığımız fabrikamızı kurduk. Ürün skalamızda 15- 16 çeşit var. Çalışan sayımız ise bugün itibariyle ortalama 150 kişi. Görev ağacı iyi organize edilmiş kurumsal bir şirket olmakla birlikte biz bir aileyiz.

 

Ürünlerinizi Türkiye’nin hangi bölgelerinden tedarik ediyorsunuz?

Kuruyemiş ürünleri belli başlı yerlerde üretilmektedir, o illerdeki tedarikçiler ile çalışıyoruz. Kayseri, Kahramanmaraş, Denizli, Gaziantep, Osmaniye, Nevşehir, Ankara öncelikli illerdir.

 

2015 yılı ithalat ve ihracat hacminden söz eder misiniz?

Çeşitli ihracat girişimlerimiz oluyor; ancak belirtmem gerekir ki bizim işimizin bir standardı olmadığı için fiyat konusunda uzlaşmak zor olabiliyor. Aslında dünyada kuruyemiş, kuru meyve işini en iyi yapan ülkelerdeniz.  Meslektaşlarımız birleşerek dünya çapında tanınan bir marka yaratabilir. Böylece 185 ülkeye girebiliriz. Devir güçlü bir birliktelik kurma devridir; markalaşma devridir. Es geçmemeliyiz. Özellikle; ay çekirdeği ve Antep fıstığı üzerinde durulmalı.

 

Çelik Kuruyemiş markası ile paketlediğiniz ürünler Türkiye’nin hangi bölgelerine gönderiliyor?

Antalya’da bu işe başladık ve mümkün olduğunca kendi yöremizde kaldık. Türkiye’nin farklı bölgelerinde başka kuruyemiş markaları da var. Onlarla rekabet içerisine girerek sektörü verimsizleştirmek istemedik. Teknoloji ilerledi, üretim hızlandı ve arttı. Fazla üretim ile birlikte iç piyasa daraldı. Dünyaya açılarak ürünümüzü satmalıyız ki iç piyasada da işimiz kolaylaşsın.

Ben bu mesleği seven biri olarak bu mesleği aşağı çekmeyelim, birlik içerisinde yukarı taşıyalım diyorum.

Teknolojik bir tesis sahibisiniz. Sizce bunun artıları ne oldu? Teknoloji ve inovasyon kavramlarına yaklaşımınızı öğrenebilir miyim?

Sektöre katkı yapan; her zanaatkâra, her mühendise ve bu işin gelişmesi için Dünyayla yarışan her kardeşime sonsuz saygı duyuyorum. Çelik Kuruyemiş olarak son 4- 5 yıldır hem vizyon hem de teknoloji olarak kendimizi daha güçlü bir şekilde yeniliyoruz.

“Doğanın tazeliğinde” sloganı ile ürünlerinizde öncelikle “tazelik ve doğallık” özelliklerini önemsediğiniz izlenimine kapılıyorum. Bu fikrimde doğruluk payı var mı? Yoksa ürünlerinizde öncelikle neye dikkat ediyorsunuz?

Kendimize layık olmayan kuruyemişi halka sunmuyoruz. Bu sektörde mesleğini seven herkes bunu yapar. Gelirini arttırmak için kuruyemişçiliğe darbe vuran insanları buradan kınıyorum. Katkı yapanlara ise teşekkür ediyorum. Bu sektöre hizmet eden her bir Kuruluş, kuruyemişi insanlara sevdirmeli. Kalitesiz ürün satarsak insanlar başka ürünlere kayar.

Ben her zaman çalışanlarıma şunu söylüyorum: “Tüketiciler siz çalışırken fabrikada değil ancak sizin vicdanınız ve mantığınız burada!” Temizlik ve kalite çok önemli.

Kalite kavramına bakışınızı öğrenebilir miyiz?

Şöyle özetleyebilirim: “Çelik Kuruyemiş olarak seçme ürünleri, teknoloji kullanarak kötüsünden ayırıyor ve kaliteli olan ürünü ayrıştırıyoruz, seçiyoruz!”

Kaliteli ürünü en iyi yetiştiği yöreden temin etmeye özen gösteriyoruz. Örneği; Ayçekirdeği Denizli, Çivril ve Kayseri ve Elbistan Yöresi; Fındık Karadeniz Bölgesi; Antep Fıstığı Gaziantep… Bizim işte kalitenin merkezinde en iyi ürünü almak var.

Farikamıza gelen natürel ürün en son teknoloji eleme- temizleme makinelerinde kalibrasyonuna göre ayrıştırılarak kaliteli olmayan ürünün pakete girmemesini sağlıyoruz.

 

Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Teknoloji Türkiye’de kuruyemişin kalitesini arttırdı ve kesinlikle sektörün gelişimini sağladı. Ancak aynı zamanda iç piyasada üretime paralel olarak sıkışıklık da yarattı. Bu sıkışıklık yurtdışına daha çok ürün göndererek rahatlar. Şimdi dünyada ismini herkesin bildiği dev ölçekli markalar tercih ediliyor. Bizim topraklarımızdan neden böyle bir marka çıkmasın. Dünya’da kuruyemiş mesleğini Türkler gibi iyi yapan çok az ülke var. Türkiye’nin Kuruyemiş firmaları bir çatı altında birleşerek yurtdışı piyasasına yönelik olarak bir marka yaratmalı ve bu marka için ortak çalışmalı.

“Ekonomik gelişmişliğin anahtarı global bir marka yaratmakta yatıyor! Kuruyemiş ürünlerinin yetiştirildiği bu bereketli topraklardan dünya genelinde bilinen bir marka doğmalı. Birlik içerisinde çalışmalıyız. Bu bizim gençlere borcumuz.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir