KURU GIDA SEKTÖRÜNÜN DUAYEN İSMİ: “MAHMUT ARSLAN”

mer-mahmut.arslan (3)

La Recolte Du Monde, 8. Sayısı’nda Türkiye Bakliyat Piyasası’nın pek çok temsilcisi için en önemli sektör lideri Mahmut Arslan’ı ağırlıyor. Dünya Bakliyat Sektöründe uluslararası yatırımlar gerçekleştiren; AR- GE çalışmalarıyla yenilik arayışını sürdüren ve gıda sektörüne yönelik inovatif fikirlere, farklı buluşlara imza atan ARBEL Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Arslan röportajımız başlıyor.

Ama önce, 8. Sayı Özel Konumuz “Mercimek”hakkındaki engin bilgi ve deneyimiyle sorularımızı yanıtlayan Sayın Mahmut Arslan’a sayfalarımızda yer aldığı için teşekkür ediyoruz.

 

Mahmut Bey, dünya bakliyat piyasası sizi çok iyi tanıyor. Ancak yine de sizi henüz tanımayanlar için sormak istiyorum. Mahmut Arslan kimdir?

1953 yılında İskenderun’da doğdum. İlk, orta ve lise yıllarını Mersin’de tamamladım.

1979 yılında Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünden mezun olup Mersin’e dönerek baba mesleğini seçtim.

Kırgızistan’da tarım sektörünün ve ekonomisinin gelişmesindeki katkılarımızdan dolayı 2006 yılında Kırgızistan Fahri Konsolosluğu unvanı verildi.

1998-2006 yılları arasında Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkan Vekilliği yaptım. Sektörün ve Türkiye ihracatının gelişmesi için çalışmalar yürütmekte, çeşitli Sivil Toplum Kuruluşlarında Yönetim Kurulu Üyeliği ve başkanlığı yapmaktayım. Halen Akdeniz Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanlığı, Ulusal Baklagil Konseyi Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Mersin Ticaret Borsası Onur Kurulu Başkanlığı görevlerini yürütmekteyim.

 

ARBEL Grup’u sizden öğrenebilir miyiz?

Arbel Grubu 1980 yılında Mersin’de kurulmuş olup bugün bünyesinde yer aldığı AGT Food And İngredients şirketinin Kanada, Amerika, Avustralya, İngiltere, Çin ve Güney Afrika’da tesisleri, Hollanda, Hindistan ve Rusya’da ticaret ofisleri bulunmaktadır. 7 tanesi Mersin’de olmak üzere dünyanın 5 kıtasındaki 29 tesis ile mercimek denilince akla ilk gelen şirket konumundadır. Mersin’in ilk mercimek, bulgur ve makarna tesislerini kuran Arbel bakliyat sektöründe yurtdışında borsada işlem gören tek Türk firmasıdır.

Günlük 38 bin metrik ton işleme kapasitesi, 50.000 MT çelik tahıl depolama siloları ve 70.000 MT yatay depolama olanağına sahip tesislerde, üretimin yanı sıra bakliyat temizleme, kabuktan ayırma, eleme-kırma, elektronik renk ayrımı ve boylama işlemleri yapılmaktadır. Tesislerde kırmızı ve yeşil mercimek, nohut, bulgur, makarna, fasulye, irmik, durum buğdayı ve unu üretilmektedir.

 

ARBEL Grup olarak yılda kaç ton mercimek eliyorsunuz?

Mersin’deki tesislerimizde yıllık 360 bin ton mercimek eleme yapılmaktadır.

 

1980’den beri bakliyat sektörünün içindesiniz. Türkiye’de kurumsallaşma yolculuğunuz ilk olarak mercimek üzerine çalışarak başladı. Sizden bu yıl ki mercimek rekoltesi ile ilgili bilgi alabilir miyiz?

2016 yılında kırmızı mercimek rekoltesinin 400 bin ton civarı olması beklenmektedir. Geçtiğimiz yıla oranla mercimek rekoltesinde bir artış söz konusu. Fakat piyasada ürün akışıyla alakalı bir sorun yaşanmakta, ürün stoklanmakta. Bu nedenle de mercimeğin kilosu 4 TL’ye çıkmış bulunmakta. Devlet 1 Eylül -1 Mayıs tarihleri arasında mercimek ithalatını serbest bırakmakta. Yaşanan bu sıkıntıdan dolayı devletin ithalatı erken bir tarihe çekerek serbest bırakması gerekmektedir.

Baklagiller kuru tarım bitkileridir. Bu nedenle kurak iklime sahip Anadolu topraklarında ekimi tercih edilen bir bitki türüdür. Mercimek ve nohudun anavatanı Türkiye’dir. Eskiden ülkemizde en fazla mercimeğin yetiştirildiği İpek yolu olarak bilinen Harran Ovası, Kızıltepe Ovası ve Nusaybin Ovası’ydı. Buralarda artık kırmızı mercimek ekimi yapılmamakta, yerine buğday ve mısır ekilmekte. Ayrıca Anadolu çiftçisi verimi fazla olan,  boyu yüksek komando mercimeği çeşidini tercih etmekte. Ancak bu çeşit yağmura dayanıklı değil ve direnci yok. Mayıs yağmurlarında toprağa doğru yatarak çürüyor. Daha bodur boylu ve daha kuvvetli bir kırmızı mercimek türü geliştirildi. Çiftçinin ekmesi için bu tohumun yaygınlaştırması gerekiyor. Bu sayede üretim artabilir.

Yeşil mercimekte ise 1990 yıllarının başına kadar dünyada en fazla üretim, tüketim ve ihracat Türkiye’de yapılmaktaydı.1987-88 yıllarında bir milyon tona yakın yeşil mercimek hasat edildi. Bu kadar malın ihracatı ve tüketimi mümkün olmayınca ticari değerini kaybetti. Elde kalan ürün kırılarak iç mercimek olarak Hindistan’a gönderildi. İç pazarda fiyatların çok düşmesi neticesinde çiftçi yeşil mercimek ekmedi. O tarihlerde zirai mücadele de yapılmayınca böceklenen ürün ihraç edilemedi. Bunun sebebi Orta Anadolu’da yetişen yeşil mercimekte bürücüs denilen bir böceğin oluşumunun engellenememesi. Bu böcek mercimeğin zarına yerleşmekte ve tarladayken görülememekte, bu nedenle de tarlada mücadele edilememekte. Türk mercimeğinin yerini Kanada mercimeği aldı. Yeşil mercimek üretimi Doğu Anadolu’ya taşınmalı. Yeşil mercimekteki bu böcek sıcak iklim koşullarında oluşuyor. Bu nedenle yeşil mercimek üretimi Erzurum ve çevre illerde yapılabilir. Tarım arazileri de oldukça uygun. Bunun denemesi de yapıldı ve gayet olumlu sonuçlar alındı.

Bugün yeşil mercimekte Dünya’da Kanada öncüdür.

 

Dünyadaki mercimek üreticisi ülkeler hangileridir?

Bakliyatın dünya rakamlarına bakıldığında, dünyada toplam 70milyon tonun üzerinde kuru fasulye, nohut, mercimek gibi bakliyat ürünlerinin üretimi yapılıyor. En fazla yetiştirilen bakliyat ise 22,5 milyon ton ile kuru fasulye. Bunu 14 milyon ton ile nohut,11 milyon tonla bezelye ve 6 milyon ton ile mercimek takip ediyor. Ülkeler itibariyle baktığımızda ise, üretimdeki yaklaşık yüzde 25’lik pay ile Hindistan ilk sırayı alıyor. Hindistan’ı sırasıyla Kanada, Myanmar ve Çin takip ediyor. Türkiye’nin dünya bakliyat üretimindeki

yeri ise yıllara göre 8 ila 10’uncu sıralar arasında değişiyor. Mercimekte üretim lideri Kanada. Kanada’yı Hindistan, Türkiye ve ABD takip ediyor. 2015 yılında dünyada dış ticarete konu olan mercimek miktarı yaklaşık 3,5 milyon ton oldu. Ülkemizin dünya mercimek ihracatından aldığı pay yüzde 6, ithalatından altığı pay ise yüzde 9 dolayında.

 

 

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Türkiye’de iklim şartları nedeniyle baklagiller Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da yetiştirilmekteydi. Son yıllarda faaliyete geçen GAP ve KOP sulama kanalları nedeniyle bu bölgelerdeki çiftçiler yılda iki ürün alma imkânı sunan sulu tarıma geçmiştir. Bakliyat ekimi Güneydoğu Anadolu’dan kuzeye doğru kaymaya başlamış, ekim alanları daralmıştır.

Tarım Bakanlığının o bölgeler uygun tohum geliştirmemiş olması, çiftçinin eski geleneksel tohumları kullanmış olması neticesinde rekolte düşük olmuş, çiftçi bakliyat ekimini bırakarak alternatif ürün ekimine yönelmiştir.

Devlet tohumu yeterli miktarda yaygınlaştıramamakta… Devletin tohumla ilgili çalışmaları ve üretimi var ancak bu çiftçiye yansımıyor. Çiftçilere yeni tohumları tanıtmak, çiftçilere eğitim vererek bilgilendirmek gerekiyor. TİGEM arazilerinde uygulamalı olarak anlatılmalı. Tarım Bakanlığı 2017 yılı hasadı ile tohum desteği vermeye başlayacak, bu önemli bir gelişme. Yeni tohum üretimi için en az 8 yıllık bir çalışma gerekmekte, bir an önce tohum konusundaki çalışmaların hızlandırılması gerekiyor. Çiftçinin farklı ürün ekebilmesi için eğitilmesi gerekiyor. Bunun için Tarım Bakanlığı’nın eğitim amaçlı ve çiftçinin görebilmesi için tarla günleri düzenlemesi gerekiyor. Mevcut  araştırma istasyonları etkin hale getirilmeli, pilot bölgelerde örnek ekim yapmalı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir