Ekolojik Tarımda IFOAM Onaylı Bir Marka: Eko- Tar

DSC_0464Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu (IFOAM)  dünyada ekolojik üretime ilişkin kuralları ilk olarak tanımlayan ve yazıya döken kuruluştur. 1972’de kurulan IFOAM, organik tarım hareketlerinin ihtiyaç duyduğu hizmetlerin, uluslararası tek bir organizasyon üzerinden yürütülmesini sağlamaktır.

 

Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu (IFOAM) dünya çapında organik tarım hareketini kapsayan, 108 ülkede 750 üye örgütü yöneten bir şemsiye organizasyonudur.

Misyonunu şöyle açıklamaktadır: “IFOAM’ın misyonu tüm çeşitliliği içinde organik tarım hareketini yönetmek, birleştirmek ve desteklemektir. Hedefimiz ekolojik, sosyolojik ve ekonomik görülen sistemlerin organik tarımın niteliklerine tüm dünyanın adaptasyonudur.”

1972’de kurulmuş olan bu örgütün merkezi BonnAlmanya‘da bulunmaktadır.

Organik tarıma yön veren fuar, buluşma ve araştırma gibi geniş çaplı çalışmaları dışında, IFOAM organik tarım standardı ve organik akreditasyon hizmeti de vermektedir.

Kuruluş, Avrupa Birliği (AB) onayıyla tarım standardı ve sertifikasyon konularında hizmet verme hakkına sahiptir. Organik Tarımın kriterlerini belirleyen IFOAM’dan onaylı firmalar Türkiye’de çalışmalarını sürdürmektedir. Bunlardan biri olan Eko- Tar Kontrol ve Sertifikasyon firmasının yöneticisi ile röportaj yaptık.

Mersin’de Faaliyet gösteren Eko- Tar Kontrol ve Sertifikasyon firmasının Kalite Müdürü Mehmet Eryılmaz ile kendi hizmet çerçevesi ve IFOAM’ın Organik Tarımın gelişimine etkileri üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. Aşağıda ayrıntılarını bulacağınız röportajımız başlıyor!

 

  • Eko- Tar hakkında bilgi verir misiniz?

 Eko-Tar 2000 yılında kuruldu. 15 yıllık bir kuruluş. Bu sektöre hizmet vermeye organik tarım hareketleri ile başladık. Belgelendirme konusunda (Kontrol ve Sertifikasyon) T.C. Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan yetki aldık. Bu yetki dâhilinde Türkiye’de organik tarım sektörüne 15 yıldır aralıksız hizmet veriyoruz.

Ayrıca Türkiye’de uluslararası organik tarım alanında akredite olmuş ilk kuruluşuz. Yani, Türk Akreditasyonu Kurumu’nun (TÜRKAK)  4511 Standardına uygunluğumuzu ispatlayarak uluslararası alanda da resmen tanınmış durumdayız.

Genel olarak hizmet çizgimizi şöyle tanımlayabilirim: “Biz organik tarım ve organik tekstil konularında bize başvuran üreticileri tarafsız ve bağımsız bir şekilde belgelendiririz. Tarla aşamasından üretim aşamasına ve nihayet tüketiciye ulaşacağı aşamaya kadar denetleriz. Uygun ise belgeleriz. ”

23 kişilik bir ekibimiz var. Düzenli aralıklarla Türkiye’nin farklı bölgelerinde bulunan üreticilere giderek denetimlerde bulunuyorlar. Uzun soluklu bir iştir, toprak doğallığına kavuşana kadar sürer bu da ortalama 2 yıllık bir süreyi kapsar.

 

  • Peki, bu noktada sormak istiyorum. Organik tarıma uygunluk için hangi kriterleri arıyorsunuz? Başvuru sahibi neye göre denetleniyor?

Yurtdışındaki müşterilerimiz için IFOAM’ın uluslararası standartları yurt içinde ise, T.C. Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’nın çıkarmış olduğu organik tarım yönetmeliğine göre denetim yapıyoruz. Bakanlığımızın yönetmeliği zaten Avrupa Birliği (AB) ile çok az farklılıklar göstermekte. Genel çerçeveye baktığında neredeyse aynı.

 

  • Eko- Tar’dan Sertifika alan kuruluş nasıl avantajlar yakalıyor? Yani, sizden sertifika almanın faydası nedir? Ve süreç genel olarak nasıl işliyor?

 Organik ne demek önce onu açıklayayım: “ Kimyasal ilaçsız, tamamen biyolojik ilaçlar ve yöntemlerle yürütülen üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı olan tarımsal mücadeledir.”

Organik ismini kullanacaklar için sertifika almak zorunludur. Yani organik ürünün kesinlikle belgelendirilmesi gerekli ve standartlara göre onay alınmış olmalı.

Öncelikle Organik Tarım yapmak ya da ürün işlemek isteyenler başvuruyor. Organik kesinlikle rızalı bir iş ve istek gerektiriyor. Kriterlerimize uygun ise (tarım alanının çevresindeki sanayi kuruluşlarının yakınlığından; etrafında yoğun ilaçlama bölgesi olup olmadığına, su- hava kirliliğine kadar çeşitli kriterler incelenir.) başvuruyu alıyoruz. Karşılıklı sözleşme yapıyoruz ve bu sözleşme tamamen T.C. Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bilgisi dâhilinde oluyor. Bakanlık ile ortak bir bilgisayar sistemimiz var. Doğrudan yeni kayıtlar oraya işleniyor. Daha sonra denetime başlıyoruz.

 

  • Denetim sürecinizden bahseder misiniz? Zaman alan bir süreç mi?

Denetim uzun soluklu bir süreç. Ancak onun da sınırları var: Tek yıllık bitkilerde 2 yıl, çok yıllık bitkilerde ise 3 yıllık bir geçiş süreci var. Toprak bu süre zarfında düzenli olarak denetleniyor. Yani organik tarıma başlayan çiftçi ilk yılında organik olmuyor. Bu geçiş sürecini atlatması gerekiyor. Böylece toprak kimyasallarından arınarak doğal yapısına kavuşuyor. Organik tarıma hazır hale geliyor.

Bu süreçte toprağa sentetik gübre ve sentetik ilaç içermeyen organik sertifikalı ilaç ve gübre takviyesinde bulunuyoruz. Toprak ve bitki insan gibidir, onun da bir alışma süreci var. Yönetmelikte belirlenen prosedürler ve süre tamamlandıktan sonra toprağı test ediyoruz. Analizin sonucunda toprakta kimyasal kalıntısına rastlanmaz ve istenen diğer uygunluk şartları yerine getirilmiş ise organik tarım üretici adayı, ”müteşebbis sertifikası” daha sonra üretiminin ardından da “ürün sertifikası” alır.

 

  • Organik Tarım için gerekli belgeleri temin etmeden “organik” ismini kullanan kuruluşlar için yaptırımlar var mı?

“Organik, ekolojik, biyolojik” isimlerinden birini sertifika edinmeden kullanmanın T.C. Tarım. Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı olarak konmuş kurallara göre maddi cezası var.

 

  • Organik tarımın uluslararası kriterleri nelerdir?

Aslında tamamen global bir standart yok. Ancak her yönetmelik birbirine paralel ilerliyor ve kaynakları IFOAM’dır. Çünkü 74 yılında ilk organik tarım standartlarını belirleyen çatı örgütlenme odur. Ülkeler kendi ülkelerinin siyasi- toplumsal- tarımsal durumuna göre bu kuralları kendine uyarlamıştır.

Mesela; Avrupa Birliği ülkeleri için kriter; AB Organik Tarım Yönetmeliğidir. ABD için, NOP Standartları geçerlidir. İsviçre, Kanada, Japonya gibi ülkeler kendi standartlarını belirlemiştir.

 

  • İyi tarım nedir?

İyi tarım olması gereken tarımdır. Reçeteli ilaçları sağlıklı bir ölçüde ve kontrollü olarak toprağa ve bitkiye uygulamak, su kontrolünü sağlamak, süreci takip için düzenli kayıt tutmak ve tarlada çalışanların refahını düşünen önlemler almak iyi tarımın içeriğini oluşturur.

İyi tarımda rekolte kaygısı yoktur; amaç sağlıklı ve güvenilir ürün elde etmektir.

 

  • Üreticiye iyi tarım onayı vermek için yetkiniz var mı?

Evet. 2014 yılında Uluslararası Akreditasyon Kurulu’ndan AB düzeyinde yetki aldık. Böylece Avrupa Birliği üye ülkelerine gidecek ürüne onay verme yetkisine de sahibiz.

 

  • Organik kavramı sadece tarım ürünleri için mi geçerlidir? Değil ise başka hangi dallarda organik ürün onayı verme yetkisine sahipsiniz?

Dünyada tekstil ve kozmetikte de doğallık aranıyor. Dünyada yapay olanı kontrol altına alma ya da doğal olana dönme eğilimi var. Bu tarım dışında bahsettiğim alanlarda da oluşmaya başladı.

Eco- Tar olarak “Organik Tekstil” konusuna da el attık. Uluslararası Laboratuvarlar Akreditasyon Birliği tarafından Organik Tekstil (GODS) onayı aldık. Şu an Dünyada bu konuda onay alan 16 kuruluştan biriyiz. Organik pamuk, iplik, tekstil konularında onay almak isteyenler bize başvurabilirler.

Ayrıca kozmetik konusunda da ileriki dönemlerde girişimlerimiz olacak.

 

  • Eco- Tar 15 yıl içerisinde ne kadar organik tarım üreticisine onay verdi? Bu firmaların kaç tanesi Türkiye’de ve kaçı da Mersin’de hizmet veriyor?

Türkiye’de toplam ortalama 60.000 üretici var. Bunun 17.000’ine biz onay verdik.  Bu sayı ile Türkiye’de birinciyiz. Takibimizde olan 600- 700 üretici Mersin’in Erdemli Bölgesinde bulunuyor. Ağırlıklı olarak meyve- sebze işi yapıyorlar. Bu üreticilerin varlığı nedeniyle yakın dönemde Mersin’de organik Pazar kurulacak.

 

  • Bu üreticiler içerisinde bildik markalar var mı?

ÇAYKUR’u 2 yıldır biz denetliyoruz. Ve bu projenin Türkiye’nin AB onaylı en büyük organik projesi olduğunu düşünüyoruz.

 

  • Sizce ileriki dönemlerde organik tarım konvansiyonel tarımın yerini alır mı?

 Organik Tarımın bugün dünyada Pazar payı %1. Konvansiyonel Tarım için kesinlikle tehdit değiliz. Organik işinde kesinlikle gönüllülük esastır. Çiftçi isterse bu yol ile üretim yapar. Tüketici de gönüllü olarak satın alır ve tüketir.

Ancak belirtmeden geçemeyeceğim; Dünyada sağlık problemleri özellikle de kanser vakaları arttı. Doğal beslenmek bu gibi sorunların yaşanmamasını sağlar. Dolayısıyla Organik Tarım toplum sağlığına hizmet eder. Yani, hastalanma riskini düşürür. Bunun bilincinde olan toplumlarda bu yöntem benimsenerek uygulanıyor ve gelecekte yaygınlaşacağını da düşünüyorum.

 

  • Organik Tarım yaygınlaşırsa Dünya nüfusunu doyurmaya yeter mi?

Bence temiz ve kararında tüketirse doyar. Aşırılıklar azalırsa doyar. Organik Tarımda gönüllülük esası var. “Pazar payı büyüyecek ve dünyaya bu tarım yetecek.” gibi iddialar yok. Üründen ürüne verim oranı değişse de neden olmasın!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir