Aile Çiftçiliği Nedir?

ciftlik-kurmak

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (BM) Genel Kurulu’nun 66. Oturumunda 2014 yılı resmen Uluslararası Aile Çiftçiliği yılı olarak ilan edilmişti. Aile çiftçiliğini tarım, çevre, sosyal platformlarda tartışılır bir konu haline getirmek amaçlanmıştı. Ama neden?

Aile çiftçiliğinin bugünkü durumu ve korunmaması durumunda ileride yaşanması olası durumlar nedir? BM neden çiftçi ailelerinin korunmasını istiyor?

Küçük toprak sahiplerinin karşı karşıya oldukları zorluklara dikkat çekmek ve aile çiftçiliğinin ekonomik ve tarımsal düzlemde önemini anlatmak BM tarafından hedefleniyor. Bunun için etkin yollar bulmak küresel bazda hareketi sağlamak Kuruluş’un bir diğer hedefi. Bunun için dünya genelinde geniş katılımlı toplantılar gerçekleştirildi.

Açlık ve yoksullukla mücadele, gıda güvenliğinin ve beslenmenin sağlanması, geçim kaynaklarının iyileştirilmesi ve yönetimi, çevrenin korunması ve en önemlisi de kırsal alanda kalkınmanın desteklenmesi önemli. Daha eşit ve dengeli bir kalkınma için Dünya üzerinde kırsal alandaki faaliyetler desteklenmeli ve Aile Çiftçiliği korunmalı.

Yoksa tarım, aile işi olmaktan çıkar, aile çiftçiliği ve küçük ölçekli çiftçiliğin yerini tamamen global şirketler alırsa, bu önemli ekonomik ve sosyal krizleri beraberinde getirir.

Aile çiftçiliği neden önemlidir?

Aile çiftçiliği ve küçük ölçekli çiftçilik küresel gıda güvenliği ile ayrılmaz şekilde bağlantılıdır. Aile çiftçiliği geleneksel gıda ürünlerinin korunmasına yardımcı olurken aynı zamanda dengeli beslenmeye ve dünyada tarımsal çeşitliliğin korunmasına ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına da katkıda bulunur. Aile çiftçiliği, özellikle de sosyal korumaya ve toplumların refahına yönelik politikalarla desteklendiğinde yerel ekonomilerin canlanması için de bir fırsat olarak ortaya çıkmaktadır.

Eğer çiftçiler topraklarını terk ederse şehirlerde yaşayan milyonları kim doyuracak? Eğer böyle bir durum gelişirse ve tarımsal üretimde şirketler güçlenirse demokrasi riske girer. Çünkü toplumun huzuru kaçar. BM bu çıkarımı raporlarla ortaya koyuyor. Herkes şehre koşarsa gelir adaleti kalmaz. O nedenle; aileler toprakları miras yoluyla bölerek küçültmemeli. Çiftçinin geliri daralmamalı. Bunun için toprak bütünlüğünü korumalılar.

2020 yılında tarımsal üretimde önemli düşüşler olacağı öngörülüyor. Küresel ısınmanın getirdiği olumsuz etkiler toprakta bulunan su oranın düşmesine neden oluyor ve toprağın verimi düşüyor. İleride ekilen tohumun %50’si sağlıklı ürüne dönüşmeyecek ve verimlilik ciddi olarak düşecek.

Aile çiftçilerinin elinden çıkarak küresel şirketler tarafından işletilmeye başlanan topraklar ticari düşüncelere hizmet eder şekilde yönetilebilir ve Dünyada adaletsiz bir gıda dağılımı yaşanabilir. Şirketler kendi ülkelerini önceleyebilir. Fakir ülkeler gıda sıkıntısı çekerken, ülkeler arasındaki kaliteli yaşam standartları daha da kutuplaşabilir. Dünyada ülkeler arası gıdaya erişim farkı büyür.

Gelişmiş ülkeler sanayileşirken kırsal alandaki nüfusu korumaya ve tarımsal üretimi artırmaya yönelik çözümler üretmeye devam ediyor. Gelişmiş ülkeler tarıma yatırımı aralıksız sürdürüyor. Dünyada tarımsal üretim azalırken nüfus hızla artıyor. Ülkeler gelecekte gıda ürünleri üzerinden yapılan ticareti yoluyla birbirleri üzerinde ekonomik egemenlik kurabilirler.

Tarım önemli bir ekonomik güç ve uğraştır. Toprak, hayatın başlangıcıdır. Toprak modern hayatın da başlangıcıdır; ekonomik, sosyal ve siyasal düzenin başlangıcıdır. Savaşlar onun için yapılmış, ülke sınırları onu korumak için çizilmiştir. İnsanlık onunla doymuş, ondan alınan mahsülü satarak ticarete başlamış, sanayileşmeyi ondan elde ettiği hammadde ile sağlamıştır. Toplumsal değerler onun temelinde atılmıştır. Toprak insanın, insanlığın ve medeniyetin varlık kaynağıdır. BM’nin raporuna göre; toprak terkedilirse, tüm sistemler çıkmaza girer. Aileler topraklarında kalmalıdır.

Aile Çiftçiliğini korumak ve toprakların bölünmesini önlemek için devlet ve özel sektörün işbirliği içerisinde aldığı önemler var:

  • TOPRAK TOPLULAŞTIRMASI
  • TARIM TOPRAKLARININ MİRAS YOLUYLA BÖLÜNMESİ HAKKINDA KANUN
  • TARIM BANKACILIĞI

 

Toprak Toplulaştırması Hakkında: Devletin kanunlarla düzenlediği bir uygulamadır. Miras yoluyla parçalanarak küçülmüş ve karlılığı azmış toprakları birleştirmek esasına dayanır. Böylece işletme büyüklükleri istenilen değerlere yükseltilir.

Toprak toplulaştırması yasal, hukuksal düzenlemeler ile sağlanır: Toprak arazileri niteliklerine göre sınıflandırılarak bir kişiye ait farklı alanlardaki küçük toprak parçaları yerine o toprak arazisinin tamamını kapsayacak oranda parça arazi o kişiye devlet eliyle verilir. Artık 65 Dönümün altında tarım alanı olmayacak!

Sonuç: İşgücü, akaryakıt gideri, ilaçlama, sulama gideri, teknoloji kullanım giderinden vb. tasarrufa gidilir. Daha karlı tarım yapılır ve verim artar. Toplulaştırma kolay bir iş değildir ancak devlet eliyle ihtiyaçlar dahilinde dönem dönem hayata geçirilmektedir.

Detay: TC. Ziraat Odaları’nın ortaya koyduğu verilere göre, tarımsal arazilerdeki daralma yüzünden ülkede verimlilik kaybı: 40 milyar dolar.  (TAYFUN BU METNİ KÜÇÜK BİR KUTUNUN İÇİNDE SAYFANA ŞIKLIK KATSIN DİYE KULLANABİLİRSİN!)

 

Tarım Topraklarının Miras Yoluyla Bölünmesi Hakkında Kanun: Toprak arazisinin bölünmesinin önlenmesi için 5503 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, önemli bir adımdır. Mayıs 2014 yılından beri yürürlükte olan kanun işlemeye başladı.

Kanun çerçevesinde öne sürülen alternatifler şunlar: Kardeşler toprağın bütünlüğünü korumak ve kullanımını sürdürmek için içerinden birini seçerek paylarını devredebilir. Eğer devretmek istemiyorlarsa işlenen topraktan hisseleri oranında para kazanabilir. Bu konuda da kardeşler arasında uzlaşma bulunamıyorsa, diğer bir şahıs bulunarak tarlanın satışı gerçekleştirilr ve elde edilen para bölüşülür.

Ancak devletin öncelikli önerisi, toprağın ailede ya da aile fertlerinin birinde kalması ve çiftçinin topraktan kopmasını önleyerek “Aile Çiftçiliğini” korumak üzerinedir. Yerel Kalkınma ve oradaki yaşamın korunması öncelikli politikadır.

 

Tarım Bankacılığı Hakkında:

Devletin tarım politikalarını destekleyen banka uygulamaları ülkemizde mevcuttur. Özel bankalar ve devlet bankalarının toprak bütünlüğünü korumak için uygulamaya koyduğu çiftçiye özel kredi sistemleri vardır. Toprağın işlenmesini sağlamak ve bunu sürekli kılmak birinci hedeftir.

Finansman sıkıntısı çeken çiftçi miras yoluyla bölünecek toprağa sahip olmak için “Tarla Büyütme Kredisi” ile kardeşlerden biri tüm tarlayı alabilir. Ya da “diğer şahıs” kardeşlerden toprağın tümünü bu kredi ile satın alabilir. Konu hakkında ilgili bankaların şubelerinden bilgi almak mümkündür. Ayrıca danışmanlar tarlalara giderek çiftçiyi yerinde de bilgilendirmektedir.

Özetle Bankalar; Tarla büyütme, arazi alım, makine ve ekipman alımı için finansman yaratmaktadır.

Sanayileşmiş ülkelerde tarım %98 oranında aile çiftçileri tarafından yapılıyor. Babadan devralınan topraklar miras yoluyla bölünmek şöyle dursun; inovatif fikirler ve teknoloji ile daha verimli topraklara dönüştürülüyor. Çalışma ahlakı ile hareket eden çiftçi fırsatları değerlendirerek zenginleşiyor.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir