TÜRKİYE BAKLİYAT SEKTÖRÜNÜN DÖNÜŞÜMÜ: MERSİN BÖLGESEL BİR HUB

NATURAL GIDA A.Ş.’DEN DR.ANDAÇ KOLUKISA İLE BAKLİYAT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

Dünya Bakliyat Konfederasyonu (GPC) geçmiş yönetim kurulu üyesi, GPC Market Access yönetim kurulu üyesi ve Pulse Atlas Komitesi üyesi, aynı zamanda Natural Gıda Genel Müdürü Sayın Dr. Andaç Kolukısa ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Dünya Bakliyat Konfederasyonu (GPC) geçmiş yönetim kurulu üyesi, GPC Market Access yönetim kurulu üyesi ve Pulse Atlas Komitesi üyesi, aynı zamanda Natural Gıda Genel Müdürü Sayın Dr. Andaç Kolukısa ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Bakliyat Sektörünün son 10 yılını analiz ederken, Natural Gıda olarak bu son 10 yılda gerçekleştirdikleri yeniliklerden ve gelecek planlarından da bahsettik.

Andaç Kolukısa, “Türkiye Bakliyat İhracatı azaldı. Türkiye’nin sektördeki pozisyonu ağırlıklı olarak transit ticarete döndü. Bu durumun Türkiye üzerindeki olumlu yansıması ise: Rusya, Kazakistan gibi ülkelerden gelen malların, Orta Doğu ülkelerine Türkiye’den transit ticaretinin yapılmasını sağladı. Çünkü bölgemizdeki savaşlar sebebiyle; Rus mallarının işlemlerinde yaşanan sıkıntılar Türkiye üzerinden hareket edilmesine olanak sağladı. Rusya’dan çıkan ürünler, 3000 tonluk gemilerle Mersin’e geliyor ve buradan Dünyaya dağıtımı sağlanabiliyor. Mersin bu konuda bir merkez, dağıtım noktası oldu. Sektörde üretici pozisyonundan çıkıp, “transfer yapılan merkez” olarak konumlandı.”

Natural Gıda, Dünya Bakliyat Sektöründe yıllardır hizmet veren önemli bir kuruluş. Ancak yine de bilmeyenler için genel olarak Natural Gıda’dan bahseder misiniz?

Şirketimiz 1946 yılında, Gaziantep’te kuruldu. 2000 yılında, ihracatı daha aktif yapabilmek için liman kenti olan Mersin’e taşınma kararı alındı. Ben ve kardeşim Kıvanç Kolukısa, Natural Gıda’nın 4. Kuşak temsilcileri olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Bugün, Dünya Kuru Gıda Sektöründe önemli bir marka değerine sahibiz. 18bin metrekarelik tesisimizde hayata geçirdiğimiz 20 milyon liralık kapasite artırımı ve teknolojik yenileme yatırımlarıyla senelik 65bin ton üretim, günlük 250 ton işleme ve 200 ton paketleme kapasitesine ulaştık.

Yıllık 25bin ton civarında, ithal mercimeğin tamamına yakınını işleyerek, ağırlıklı olarak Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri ile Çin, Arjantin, Reunion Island, Paraguay gibi Dünya’nın 40 farklı ülkesine ihraç ediyoruz. Çok farklı destinasyonlarda “Natural Gıda” var.

Natural Gıda olarak, son 10 yılda işletmenizde ne gibi yenilikler oldu?

2023 yılında, 10 bin metrekare kapalı alana sahip, özel iklimlendirme sistemi ve soğuk hava deposu bulunan bir A Tipi Gümrüklü Antrepo’yu Mersin’e kazandırdık. Mersin Uluslararası Limanı’na yakın konumda yer alan bu antrepo, dökme ve paletli yüklerin depolanmasına uygun olup, bugün itibarıyla %90 doluluk oranıyla hizmet vermektedir.

Antrepomuzun 600 metrekarelik bir alanı, bakliyat ürünleri için özel olarak tasarlanmıştır. Bu alanda, ideal ısı koşullarını sağlamak amacıyla soğuk hava sistemi bulunmaktadır.

Son 10 yılda ürün yelpazenizde değişiklik oldu mu? Yoksa istikrarlı olarak aynı ürünlere çalışmayı sürdürüyor musunuz?

Ürün yelpazemizde ağırlıklı olarak nohut ve fasulye gibi bakliyat çeşitleri bulunuyor. 2024 yılında, kota uygulaması sebebiyle; yerli mercimek ve nohutta istediğimiz ihracat oranlarını yakalayamadık. Ancak sert buğday, fasulye, kimyon gibi ürünlerin, dış pazardaki alıcılarımıza beklentilerimiz karşılayacak düzeyde ihracatını gerçekleştirdik.

Bunun dışında, son 10 yıl içerisinde ürün yelpazemize “kuruyemiş” çeşitleri de eklendi. Dünyaya hakim olan köklü bir kuruluş olarak; Vietnam’dan kaju, Amerika’dan badem gibi ürünlerin transit ticaretini gerçekleştiriyoruz. 2024 yılının ilk üç çeyreğinde 11 milyon dolarlık dış ticaret hacmine ulaştık.

Bizden ürün temin eden kurum ve kuruluşlar oldukça yaygın. Gıda sevkiyat ağımız geniş bir spektrumda. Örneğin: World Food Programme,  İnsani yardım kuruluşları ve diğer yurtdışı kamu kurum ve kuruluşlarına da ürün tedarik etmekteyiz.

Türkiye’deki kuru gıda üretimi ne durumda?

Son 10 yılı düşünürsek; Türkiye’de maalesef bakliyat, hububat, yağlı tohumlar gibi kuru gıda ürünlerinin üretiminde azalma olduğunu gözlemliyorum. Bugün baktığımızda; Hindistan, Arjantin, Avusturalya, Amerika ve Kanada gibi ülkelerden nohut ithalatı yapıyoruz.

Bunun nedenini, çiftçinin daha karlı olarak gördüğü ürünleri ekmesine bağlıyorum. Ayrıca çiftçinin ekim maliyetinin artması,  planlı ekim gerçekleştirilmemesi, fiyat istikrarının sağlanamaması üretimi azaltmaktadır. Ayrıca zaman içerisinde sulama imkânlarının artması diğer daha gelir getirici ürünlerin tercih edilmesine sebep olmuştur.

Türkiye Bakliyat İhracatı son 10 yılda arttı mı?

Türkiye Bakliyat İhracatı azaldı. Türkiye’nin sektördeki pozisyonu ağırlıklı olarak transit ticarete döndü. Bu durumun Türkiye üzerindeki olumlu yansıması ise şöyle oldu: Rusya, Kazakistan gibi ülkelerden gelen malların, Orta Doğu ülkelerine Türkiye’den dağılması oldu. Çünkü bölgemizdeki savaşlar sebebiyle; Rus mallarının işlemlerinde yaşanan sıkıntılar Türkiye üzerinden hareket edilmesine olanak sağladı. Rusya’dan çıkan ürünler, 3000 tonluk gemilerle Mersin’e geliyor ve buradan Dünyaya dağıtımı sağlanabiliyor. Mersin bu konuda bir merkez, dağıtım noktası oldu. Sektörde üretici pozisyonundan çıkıp, “transfer yapılan merkez” olarak konumlandı.

Bakliyata katma değer katmak için ürün çalışmalarınız var mı?

Bakliyat ürünleriyle ilgili üzerimize düşeni yapmak gayretindeyiz: Mersin Ticaret Borsası (MTB) bünyesinde, “Bakliyat Araştırmaları Merkezi (BAM)” ile bakliyata katma değer katmak için çalışıyoruz. “Türev Ürünlerde” pazardan pay almak istiyoruz. Örneğin; mercimek cipsi, mercimek humusu, mercimek keki gibi alternatif ürünlerle ilgili çalışmalarımız devam ediyor.

Ayrıca, mercimek ve bezelyenin proteini ayrıştırılarak bitkisel bazlı protein elde etmeyi hedefliyoruz. Bu alanda araştırmalarımız sürerken, altyapı ve teknoloji yatırımı için de düğmeye bastık. Mersin- Tarsus 4. Organize Sanayi Bölgesinde, 17bin metrekare büyüklüğünde yer edindik. İnşaat sürecini 2025 yılının sonuna kadar tamamlamayı planlıyoruz. Bu tesisin üzerine 1 megawattan fazla güçte bir GES kurmayı planlıyoruz.  İlk yıl 5 milyon dolarlık, sonraki 5 yıl içerisinde de 25 milyon dolarlık yatırım yapacağız.

Çin ve İsviçre’deki firmalarla işbirlikleri ve bağlantılar kurarak son teknoloji makine alımlarıyla ilgili görüşmelerimiz devam etmektedir. Tesisin ilk döneminde yapılan yatırımlarla,  2 ton/gün hammadde işleyeceğiz. 5 yıl içerisinde ise tam kapasiteye ulaşacağız. İlk süreçte 15 beyaz yakalı personel istihdam edecek, toplam 30 personelle devam edeceğiz. Tam kapasiteye ulaşınca istihdam edilen kişi sayımız 100’e çıkacak.

Bu yeni ürünümüzün ismi “Smart Foods” olacak. Bitkisel ürünlerin proteini ile nişastasını birbirinden ayırarak satışını gerçekleştireceğiz. Arta kalanları hayvan yemi olarak kullanacağız. Üretim sürecinde kullanılacak ürünleri, Avusturalya, Kanada ve Rusya’dan temin edeceğiz. Üretimimizin tümü yurtdışına özellikle de Avrupa, İskandinav Yarımadası ve Amerika’ya ihraç edilecek.

Bu elde edilen endüstriyel protein; gıda, ilaç, kozmetik başta olmak üzere pek çok sektörde hammadde olarak kullanılabilecektir. Son 1 yıldır bu hedefimize kilitlenmiş durumdayız.

Sonunda, elde edilen bu türev ürünlerle 60 milyar dolarlık dev pazardan -Dünya Alternatif Protein Marketi- pay alacağız.

Dünyada son 10 yılda tüketici alışkanlıklarında, sektörel bazda düşününce, neler değişti? Bu çerçevede, AR- GE Çalışmalarınızdan söz eder misiniz?

Son 10 yılda, tüketici alışkanlıklarında özellikle gıda sektöründe önemli değişimler yaşandı. Bu süreçte bitkisel protein tozları, özellikle Amerika ve Avrupa’da büyük bir popülerlik kazandı. Bitkisel proteinlerden üretilen yan ürünler, örneğin vegan burgerler, tüketicilerin ilgisini çekmeye başladı.

Bu farkındalığın ve yaygın tüketimin artmasında, 2017 yılından bu yana her yıl kutlanan Dünya Bakliyat Günü’nün önemli bir etkisi ve katkısı oldu. Bu özel günle birlikte, bakliyatın önemi üzerine yapılan toplantılar, araştırmalar ve bilinirlik de arttı.

Dünyadaki artan nüfusun et ihtiyacını karşılayacak hayvansal kaynakların yetersizliği gibi konuların gündeme gelmesi, alternatif protein kaynaklarının araştırılmasını hızlandırdı. Bu çerçevede, ‘Mersin AGRO PARK Tarım, Gıda ve İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi’ kapsamında tarımsal ürünleri katma değerli hale getirmek için çalışmalar yürütüyoruz. Çok değerli hocalarımız ile birlikte bu projede yürütmekteyiz. Ayrıca, Alparslan Türkeş Üniversitesi ile de AR-GE alanında iş birliğimiz devam etmektedir.

Dünya Bakliyat Konfederasyonu (GPC) geçmiş yönetim kurulu üyesi, GPC Market Access yönetim kurulu üyesi ve Pulse Atlas Komitesi üyesi, aynı zamanda Natural Gıda Genel Müdürü Sayın Dr. Andaç Kolukısa ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir