TOHUM ÇOK DEĞİŞTİ

Ekran Resmi 2015-06-22 11.50.46

Tarım sektörü olarak tohumu böyle bilmezdik. Dünya düzenindeki ekonomik, kültürel, sosyal ve bilimsel değişimle her şey gibi o da çok değişti. Artık kesinlikle daha verimli, dayanıklı, kaliteli ve onun değişimine ön ayak olan ülkeler için karlı. Ama 3. Dünya ülkelerindeki çiftçiler için eksikleri de yok değil.

Tohum, 1990’lı yılların başlarından itibaren bitkisel biyoteknoloji ve genetik biliminin ışığında çok gelişti. Kalkınmış ülkelerin endüstrileştirdiği bir ticari meta haline dönüştü. Artık, sadece insanların karnını doyurmaya değil onu metalaştıran ülkelerin karlı gelir kaynakları haline de geldi. Ancak ne diyebiliriz ki; “Yeni nesil tohumlar kesinlikle daha verimli, dayanıklı ve kaliteli.” Üstelik global pazarlarda söz sahibi olmak isteyen çiftçiler, standartları karşılayarak düzene ayak uydurmak zorunda. Malum, çiftçi evinin arka bahçesindeki mütevazı tarlasında, köy pazarında satmak üzere ürün yetiştirmiyor.

Yenidünya düzeninin hızına tohum da çiftçi de ayak uydurdu!

“Tohum”

Tohum, bitkisel üretimde ürünün kalitesi ve miktarını belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Tohumun endüstriyel bir uğraşa dönüşmesi ise 20.yy’ın son yarısına rastlamaktadır. Geleneksel yöntemlerle kendi tarlasındaki üründen bir sonraki yılın tohumunu edinen çiftçiden; her yıl tohum satın alan çiftçiye doğru bir değişim yaşanmıştır. Özellikle 1990’larda genetik bilimindeki ilerleme ve bitkisel biyoteknoloji verimlilik, kalitesi ile fark yaratan tek kullanımlık tohumlar yaratmıştır. Tohum ıslahı alanında en başarılı ülkeler Fransa, Hollanda gibi Avrupa ülkeleridir. Bu ülkeler devletin tohum üretimi üzerindeki yasal haklarını özel sektör ile paylaşmış ; ıslahçı hakları ve bitki çeşitlerinin korunmasına ilişkin yasalar çıkarmıştır. Dünya üzerindeki bu destekleme hamlesi ve yeniden yapılandırma süreci 1960’lara rastlamaktadır.

Fransa’da Tohum ve Fide Birliği (GNİS) ve Hollanda’da Tohum Denetim Vakfı (NAK) modellerinden esinlenerek Türkiye’de ise  2006 yılında Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) kurulacaktır. Türkiye’nin geriden takip ettiği bu tohumda yeniden yapılandırma süreci nedeniyle ülke bugün büyük oranda ithalatçı konumdadır.

 

“Tohum Ticari Meta”

“Büyük bir tarımsal potansiyele sahip olan Türkiye’de tohum yetiştiriciliği için uygun iklim, toprak ve diğer üretim faktörleri uygun olmasına rağmen ne yazık ki ülke ihracatıyla Uluslararası Tohum Ticareti Federasyonu (FIS)  İhracatçı Ülkeler Listesi’nde yer almamaktadır. Türkiye’nin tohum ticareti yıllara göre değişmektedir. Ve Dünya tohum ticaretinin 3,5 Milyar ABD Doları tutarındaki pastasından ülkenin aldığı pay çok düşüktür. Bu nedenle tohumculukla ilgili politikalar belirlenirken ülkenin bitkisel üretimi için gerekli tohumlukların yanı sıra dış satıma yönelik tohumlukların üretilmesi hedeflenmelidir.” (Kaynak: ELÇİ Ayhan, Türkiye’de Tohumculuğun Durumu ve Gelişimi)

 

“Tohumda Transgenik Çeşitler”

ABD’nin geliştirme, üretim ve uygulama alanlarında başı çektiği transgenik (gen aktarımlı) bitkiler diğerleriyle kıyaslandığında artı özellikleri ile dikkat çekmektedir. Ancak dünya üzerinde gen aktarımlı bitkilere güvenle bakmayan ülkelerde vardır ve üzerine tartışmalar sürmektedir. Mısır, pamuk, patates ve soyada transgenik çeşitler elde edilmiştir. ABD tarafından ekimi gerçekleştirilmektedir. Transgenik Bitkilerin olumlu yönlerine örnek vermek gerekirse; toprakta bulunan bir bakteriden elde edilen Bacllius thuringgiensis (Bt) geni mısıra aktarılarak, mısır sap kurduna dayanıklı, bir mısır çeşidi elde edilmiştir. Bu yeni çeşit ABD’de oldukça yaygın olarak ekilmektedir. Kanada, Avustralya ve Arjantin’de transgenik bitki ekimi konusunda başı çeken diğer ülkelerdir.

 

“Türkiye’de Tohumculuk”

Türkiye’de tohumculuk ile ilgili çalışmalar 1930’lu yıllarda başlamıştır. Ancak bu uğraş Devlet’in himayesinde sürdürülmüştür. Avrupa’da devlet, özel sektör ve üniversite işbirliğinde geliştirilen tohum, Türkiye’ye de yol gösterici olmuştur. Devlet, yasal düzenlemelerle sorumluluğunu özel sektör ile bölüşme yoluna gitmektedir. Tohumculuk Endüstrisi, tohum ıslahçısı, üreticisi, dağıtıcısı, satıcısı ve sanayicisi bir arada örgütlenerek kamu ile kuralları koyan, sektörü geliştiren ve kontrol eden bir sistem oluşturmalıdır.

Böylece Türk çiftçisi yüksek vergi oranları ödeyerek tek kullanımlık ve pahalı ithal tohum almak yükünden de kurtulacaktır.

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir