Sertifikalı Bakliyat Tohumunda Lider Kuruluş, “Mersin Ticaret Borsası Tohumculuk A.Ş.”

 

cof
cof

La Recolte Du Monde Dergisi 15. Sayısı’nda, Mersin Ticaret Borsası (MTB) Tohumculuk Şirketini, Ziraat Yüksek Mühendisi İlker Eryiğit’ten öğreniyor. Ülkemizde bakliyat sektöründe sertifikalı tohum üretimi ve kullanımının yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar sürdüren Kuruluş’un hedeflerini anlatan Eryiğit’e kulak verelim.

Eryiğit, “Öncelikli amacımız kar amacı gütmeden bakliyat sektöründeki sertifikalı tohum çeşit ve miktarını arttırarak sektöre hizmet etmektir. Dolayısıyla Şirketimiz, bu hedef doğrultusunda çalışmalarını sürdürmektedir”.

 

Sizi tanıyabilir miyiz?

1986 Yılında Mersin’de doğdum. Ziraat Yüksek Mühendisiyim. Ege Üniversitesi’nden 2010 yılında mezun oldum. 2013 yılında aynı üniversitede yüksek lisansımı tamamladım. Yüksek lisans sürecinde Antalya’da özel bir şirkette 2 yıl boyunca AR-GE Departmanında tohum ıslahı üzerine çalışmalar yürüttüm. Mersin Ticaret Borsası Tohumculuk Şirketi’nin kuruluşuyla birlikte 2015 yılında burada çalışmaya başladım. Şu anda Şirketimizin AR-GE ve üretim sorumlusu olarak görevimi yürütüyorum.

Mersin Ticaret Borsası bünyesinde kurulan tohumculuk şirketinin kuruluş sürecini bize özetler misiniz?

Son 30 yılda dünya bakliyat üretimi yüzde 50 artarak 82 milyon tona ulaştı. Ülkemiz için ise tam tersi bir tablo söz konusu. Bundan 30 yıl önce, 2 milyon tondan fazla bakliyat üreten ve bunun yarısını yurtdışına gönderen, bakliyatta Dünya ihracat şampiyonu bir Türkiye vardı. İthalatın ismi dahi anılmazdı. Bugün ise maalesef 1.2 milyon ton üretim hacmi ve bu hacmin yarısı kadar ithalatı olan bir Türkiye var.

Dolayısıyla genleri Anadolu’ya ait olan bakliyatta özlediğimiz o eski günlere dönmek için üretimi arttırmak zorundayız. Üretim için ise en önemli girdi tohumdur. Tohumculuk alanında ülkemizdeki eksikliğin farkında olan Borsamız, olumsuz tabloyu tersine çevirmek için bu açığı kapatmaya karar verdi. Başta Yönetim Kurulu Başkanımız Ö. Abdullah Özdemir olmak üzere Borsamız Yönetim Kurulu ve Meclisi bu kapsamda birçok çalışma gerçekleştirdi ve nihai olarak İhracatçı Birlikleri Tohumculuk Anonim Şirketi’nin (İTAŞ) satın alınmasına karar verildi.

Tohumculuk alanında ilk ana yatırım İTAŞ tarafından yapılmıştı. Türkiye genelinde hizmet veren 9 ihracatçı birliği tarafından kurulan bu oluşumun 1998 yılında temelleri atıldı ve 2014 yılına kadar tohumculuk sektörüne hizmet verdi. İTAŞ’ın kapanma kararı aldığı yıl Borsamız bu şirketi satın alarak tohumculuk alanında önemli bir yatırım yaptı.

 

Şirketimiz 2015 yılından bu yana Türkiye’de baklagil tohumculuğu konusunda, araştırma, geliştirme, ıslah ve üretim çalışmaları yapmaya devam ediyor. Şu an ülkemizde özel sektöre ait 12 tescilli bakliyat tohumunun 7 tanesi şirketimize aittir.

Tohum geliştirmek için öncelikle hangi çeşitler üzerine AR-GE çalışmaları sürdürüyorsunuz?

MTB Tohumculuk Şirketi olarak kuruluş amacımız ve odak noktamız bakliyat. Bu kapsamda nohut, kuru fasulye ve mercimek AR-GE çalışmalarımız açısından öncelikli bakliyat türleridir. Ülkemizde bakliyat sektöründe sertifikalı tohum üretimi ve kullanımı oldukça yetersiz seviyede. Biz de bu açığı kapatmaya yönelik olarak bu türlerde sertifikalı tohum çeşit ve miktarını arttırmak için çalışıyoruz. Bu çerçevede kar amacı gütmeden sektöre hizmet ediyoruz.

Sektörümüzün üç temel unsuru var. Bunlar çiftçiler, sanayiciler ve nihai tüketiciler. Her üç kesimin de talepleri birbirinden oldukça farklı. Örneğin çiftçiler haklı olarak verimli, hastalıklara dayanıklı ve pazar sıkıntısı olmayan yani kolayca satabilecekleri çeşitler istiyorlar. Sanayiciler ise albenisi yüksek, parlak ve iri taneli ürünleri daha çok tercih ediyorlar. Ayrıca makine ve ekipmanda ürünler işlenirken kayıpların en az seviyede olması için bu ürünlerin dayanıklı olmasını istiyorlar. Tüketiciler ise sağlıklı, güvenilir ve tek tip ürünleri tercih ediyorlar. Örneğin bir tüketici 1 paket kuru fasulye almışsa eğer, bu paketin içerisinde Mersin’li bakliyatçıların “kırk ambar” diye tanımladığı çok fazla çeşit bulunabiliyor. Alınan bu paketteki ürünlerden bir kısmı iyi pişerken bir kısmı pişmemekte ve insanlar bakliyat tüketiminden uzaklaşmaktadır. Dolayısıyla sektörün tüm bileşenlerinin beklentileri farklı. Biz de MTB Tohumculuk Şirketi olarak her kesimin taleplerini baz alarak istenilen özellikte yeni çeşitler geliştirmek için AR-GE çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Ardından bu çeşitlerin miktarlarını arttırarak ve pazarlama kanallarımızı kullanarak yaygınlaşması için çabalıyoruz.

“Bu kuruluşu  Mersin Ticaret Borsası finanse ediyor.” diyebilir miyiz?

Evet. Şirketimiz tamamen Mersin Ticaret Borsası sermayesiyle kuruldu ve bugün geldiğimiz noktada şirketimiz kendi kendini finanse edebilir yetkinliğe kavuştu. Bugün 113 Ticaret Borsası içerisinde ilk ve tek olma özelliğine sahibiz. Şu an AR-GE, ıslah ve üretim çalışmalarımızın yanında etkin bir bilgilendirme mekanizması oluşturduk. Üreticiler ile sürekli iletişim halindeyiz. Sertifikalı tohum kullanılmasının faydalarını ve kendilerine sağlanacak olan destekleri anlatıyoruz.  Yetiştiricilik konusunda doğru bilinen yanlışları değiştirmek için teknik destek veriyoruz. Ayrıca, baklagil tüketiminin artırılmasına yönelik tanıtım çalışmalarına da destek veriyoruz.

AR-GE araştırmalarını yaparken izlediğiniz yol nedir? İş birlikleriniz var mı?

Devletin himayesinde olan TAGEM’e bağlı kuruluşlarla sürekli iletişim içerisindeyiz. Örneğin, Eskişehir Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile kuru fasulye projesi gerçekleştirdik. Bunun sonucunda Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü’ne tescil için çeşit adayı gönderdik. Onaylanmasını bekliyoruz. Onay aşamasında olan bu ürünün kısa zaman içerisinde oldukça yüksek talep göreceği kanaatindeyiz.

Ayrıca şunu da belirtmekte fayda olduğunu düşünüyorum: “sektörün bütün taraflarını memnun edecek düzeyde bir tohum çeşidi üretmek zaman alan, ciddi bir süreçtir. Şirketimiz bu süreçleri yerine getirme açısından gerekli donanım ve alt yapıya sahiptir. Örneğin, barbunya çeşidimiz olan “Özdemir” ve dermason kuru fasulye çeşidimiz olan “Arslan” 8-9 yıllık yoğun çalışmalar neticesinde ortaya çıkan çeşitlerimizdir.

 

 

 

Bahsettiğiniz Özdemir ve Arslan çeşitlerinin isimleri nereden geliyor, bu çeşitler yeterli talep görüyor mu?

Özdemir ve Arslan olarak adlandırdığımız bu çeşitlerin isimleri sektörümüzün duayenlerinden Borsamız Başkanı Abdullah Özdemir ve Akdeniz İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Mahmut Arslan’ın soyadlarından geliyor.

Her iki çeşidimizde şu an oldukça iyi seviyede talep görüyor. Örneğin Türkiye’de barbunya yoğun olarak sadece Niğde bölgesinde üretiliyor. Bu bölgede üretilen barbunyanın yüzde 70-80’lik bölümünü Özdemir çeşidimiz oluşturuyor.

Diğer yandan, kuru fasulyede şu an en yaygın çeşit olarak “Alberta” kullanılıyor. Oysa Arslan çeşidimiz sahip olduğu özellikler açısından Alberta’ya kıyasla çok daha iyi durumda. Kalite, hastalıklara dayanıklılık ve verim yönüyle Alberta’dan çok daha üstün performans gösteriyor. Ancak çiftçilerimiz genelde alışkanlıklarına göre ekim yapıyorlar. Bu alışkanlıkları kırmak kolay değil, etkin bir pazarlama stratejisi gerektiriyor. Son birkaç yılda Arslan çeşidimizi çiftçilerimiz arasında yaygınlaştırdık. Onlar da çeşidimizin daha üstün olan özelliklerini deneyerek gördüler. Bu nedenle Alberta alışkanlıklarından vazgeçerek Arslan’ı tercih etmeye başladılar. Yani çiftçilerimiz artık sertifikalı tohumun önemini daha fazla kavrıyor.

MTB Tohumculuk Şirketi olarak önümüzdeki dönem için planlarınız nelerdir?

Önümüzdeki dönem için planlarımızın temelini zaten Şirketimizin kuruluş amacı oluşturuyor. Yani, sertifikalı bakliyat tohumu kullanım oranının artırılması ve yaygınlaştırılması bizim için öncelik arz ediyor. Bunun yanında mevcut çeşitlerden daha üstün özellikte yeni çeşitler geliştirerek sektörümüzün hizmetine sunmak için projelerimizi sürdürüyoruz. Üstün özelliklerden kastım hastalıklara karşı daha dayanıklı, daha verimli, kalite açısından talep gören çeşitler yaratabilmek. Bu açıdan tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz.

Bakanlığımız son yıllarda bakliyata daha fazla önem vermeye başladı. Örneğin nohut, mercimek ve kuru fasulye için kilogram başına 10 kuruş olan fark ödemesi, 2015’den bu yana kademeli olarak  arttırıldı ve 2018 yılı için 50 kuruşa çıkarıldı. Verilen desteklerdeki artışın başladığı 2015 yılından bu yana ülkemizde bakliyat ekili alanlar yüzde 6 ve üretim yüzde 12 artış gösterdi. Devletimizden beklentimiz aynı ilginin sertifikalı tohum için de gösterilmesi. Son açıklanan sertifikalı tohum üretim ve kullanım destekleri bir önceki yıl ile aynı kaldı. Sertifikalı tohum üretimi ve kullanımına verilen desteklerin arttırılması halinde çok daha cazip hale geleceğini düşünüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir