Çamsarı, “Ar-Ge ve inovasyon, günümüzde rekabetin vazgeçilmez unsurlarından biri.”

Rektor

 

Değerli Rektörümüz sizi tanıyabilir miyiz?

1972 yılında Kahramanmaraş’da doğdum. İlk, Orta ve Lise eğitimini burada tamamladım. 1990 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesine yükseköğretim hayatına başladım. 1996 yılında buradaki eğitimini tamamlayarak Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Kardiyoloji ihtisasını tamamladım. 2001 yılı başında uzmanlık eğitimimi tamamladıktan sonra yaklaşık bir yıl boyunca Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalıştım. Aynı yıl sonunda Mersin Üniversitesi Kardiyoloji Bölümüne Yardımcı Doçent olarak atandım. 2006 yılında Doçent Doktor, 2012 yılında da Profesör Doktor unvanı aldım. Tüm bu süreçte yaklaşık 50’si yurtdışı olmak üzere 100’e yakın bilimsel çalışma yayınlama imkanım oldu. 2014 yılının Kasım ayından itibaren Mersin Üniversitesi Rektörü olarak görevimi sürdürmekteyim.

Sayın Rektörüm, en son aldığınız ödülü ve içeriğini öğrenebilir miyiz?

Rektörlük görevine geldikten sonra çeşitli kurum ve kuruluşlar şahsıma bazı ödüller layık gördüler sağ olsunlar.  Son olarak 2017’nin Ekim ayında Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Kızılayı ile Türkiye Gençlik Kulüpleri Konfederasyonu işbirliğiyle gerçekleştirilen Kızılay Kısa Film Festivalinde yılın enleri ödülleri verilirken “Yılın Rektörü” ödülüne layık görüldüm. Bu tabii ki kurumum ve şahsım adına gurur verici bir olay.

İşletme sahiplerine, AR- GE Merkezi kurmanın faydalarını özetler misiniz?

Ar-Ge ve inovasyon, günümüzde rekabetin vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmiştir. Ar-Ge Merkezi kurmak bir işletme için bir prestijdir. Kazanılan bu prestiji sürdürebilir kılmak ise prestijle beraber bir başarıdır. Ayrıca özellikle son yıllarda Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının sağlamış olduğu ve mevzuatlarca belirlenmiş kurallar çerçevesinde gerçekleştirilen faaliyetlerin firmaya sağlayacağı maddi avantajlar da bulunmaktadır. Bunlar; vergi indirimi, sigorta prim desteği, gelir vergisi stopajı, damga vergisi istisnası, gümrük vergisi istisnası olarak sayılabilir. Her ne kadar maddi avantajlar ön plana çıkarılsa da Ar-Ge Merkezi olan işletmelerin asıl kazancı Ar-Ge faaliyetlerini belirli bir sistem dahilinde yürütmesi olarak söyleyebilirim.

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde AR- GE Merkezi kurmak sürecinde, 5746 Sayılı Kanun çerçevesinde, yasal prosedür nedir? Böyle bir oluşuma imza atmak isteyen işletmeler nasıl bir yol izlesinler?

5746 sayılı kanun çerçevesinde Ar-Ge Merkezi kurmak için öncelikle en az 15 tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam edilmesi gerekmektedir. Bu personel istihdamının içinde araştırmacı ve teknisyen olmalıdır. Kanun çerçevesinde araştırmacıların en bit yükseköğretim kurumundan lisans mezunu, teknisyenlerin ise meslek liseleri ya da meslek yüksekokulların mezunlarından oluşması beklenmektedir. Ülke faydası için işletmenin Ar-Ge faaliyetlerini yurt içinde gerçekleştirmesi istenmektedir. Bu faaliyetler için yeterli Ar-Ge yönetimi ile teknolojik varlıkları, insan kaynakları, fikrî haklar, proje ve bilgi kaynakları yönetim yeteneği ve kapasitesinin olması gerekmektedir. Yürütülmek üzere süresi, bütçesi ve personel ihtiyacı tanımlanmış programları ve projeleri olmalıdır. Ar-Ge Merkezi kurulması düşünülen yerin ayrı bir birim şeklinde örgütlenmiş olup tek bir yerleşke veya fiziki mekân içinde yer alıyor olması gerekmektedir. Bu doğrultuda Ar-Ge Merkezinde çalışan personelin, Ar-Ge merkezinde çalıştığının fiziki kontrolünü yapacak mekanizmalarının kurulu olması gerekir.   Tüm bu şartları sağlayan işletmeler e-imza üzerinden Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri sayfasından başvurularını yapabilirler.

Mersin Üniversitesi olarak, AR- GE Merkezi kurmak isteyenlerle ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz? Üniversite Sanayi İşbirliği bağlamında açıklar mısınız?

Mersin KÜSİ il temsilcisi Mersin Üniversitesi bünyesinde görev yapmaktadır. Bu, Mersin Üniversitesi için bir avantajdır. Bu görevi yapan personelimiz Ar-Ge Merkezi kurmak isteyen firmalar ile düzenli toplantılar organize edip, işletmelerin ilgi alanlarına göre üniversitemiz bünyesinde bulunan akademisyenleri eşleştirmektedir. Ar-Ge merkezi kapsamında projeler gerçekleştirmek zorunda olan işletmelere akdemiysen desteği tarafımca sağlanmaktadır. Üniversite sanayi işbirliğini sadece KÜSİ il temsilcimiz üzerinden değil, yine üniversitemiz bünyesinde bulunan TTO (Teknoloji Transfer Ofisi) üzerinden de yapmaktayız. İşletmeler talep ettikçe onlara üniversitemizin tüm kapılarını akademik personel ve laboratuvarlar/analiz/deney çalışmalarında da açmaktayız.

Kamu Üniversite Sanayi İşbirliği Portalı (KÜSİP) hakkında genel bir bilgi alabilir miyiz?

KÜSİP Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanmış ve açık erişime sunulmuş bir portaldır.  Tüm paydaşların yani Üniversite ve TTO’lar, Kamu araştırma Merkezleri, Sanayi ve Ticaret Odaları, Organize sanayi bölgeleri, Özel sektör Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Araştırma / Test Laboratuvarları, Fon sağlayan kurumları, Akademisyen ve Araştırmacılar bu platformda bir araya gelebilmektedir. Kamu, üniversite ve sanayi kuruluşları, girişimciler, yatırımcılar arasında ortak işbirliği ve etkileşiminin sağlanacağı sanal bir platform hazırlanarak, paydaşlarının tek bir nokta üzerinden, Ar-Ge fonlarına, araştırmacılara, yatırımcılara, bilgi kaynaklarına kolay ve hızlı erişimini sağlanması amaçlanmaktadır.

Türkiye’nin AR- GE Merkezi alandaki tarihi nedir? Türkiye’de kaç bölgede merkez var? Dünyanın bu alanda en ileride ülkeleri hangileridir?

Türkiye’nin Ar-Ge Merkezi alanındaki geçmişi ne yazık ki 2008 yılına dayanmaktadır. Özel sektörler tarafından 5746 sayılı kanunla kurulmaya başlanmıştır. Türkiye’de faaliyette olan Ar-Ge Merkezi sayısı şuan itibariyle 873 olup, 47.592 personel çalışmaktadır. 43 ilde faaliyet gösteren Ar-Ge merkezlerinin 8’i Mersin’dedir. Ayrıca 1 tasarım merkezimiz de mevcuttur. Şuan Ar-Ge Merkezi unvanını almaya çalışan 2 firmamızda vardır. Beklentim bu sayının hızla artmasıdır. Dünya’da bu alanda önde olan ülkeleri ise, Japonya, Amerika ve Güney Kore olarak sıralayabiliriz.

İşletmelerin AR-GE Merkezi kurmasının ülke ekonomisine ileriye dönük olarak katkıları ne olacaktır?

Yüksek teknolojik ürünler geliştirmede öne çıkmaya başlayan ülkelerde sürdürülebilir etkin bir inovasyon ve Ar-Ge kültürünün oluşumu şarttır.  Ar-Ge kültürünün oluşması ve yaygınlaşması için Ar-Ge Merkezlerinin sayısının artması önemlidir. Doğal olarak bu sayının artmasıyla, buralarda çalışan personelin de sayısı artmış olacaktır. Katma değer üreten yüksek teknolojiye dayalı sürdürülebilir bir sanayileşmenin oluşumu açısından Ar-Ge Merkezlerinin gerekli olduğu yadsınamaz. İleri teknoloji üretmek ve bunu Ar-Ge kapsamında sürdürülebilir kılmak ülkemiz için artık vazgeçilmezdir. Bu araştırma ve ürün geliştirmenin ekonomik getirisi oldukça önemlidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir