CEM SEYMEN TARIM POLİTİKALARINDAN SORUMLU OLMALI!

cem seymen1

Ekonomiyi, hem Türkiye’nin iç dinamikleri hem de diğer ülkelerin ekonomi modellerini analiz ederek yorumlayan; kalkınmanın anahtarını “demokrasi, eğitim ve disiplinli çalışma” kavramlarıyla veren Cem Seymen’in tarım politikalarından sorumlu olması halinde ülkede neler değişirdi neler!

Ülke ekonomisini bilim adamına, işin erbabına sorarak irdeleyen; yetinmeyip ülkeler gezen, araştırmalar yapan Cem Seymen geniş kitleler tarafından tanınmayı hak ediyor. Onu diğerlerinden farklı kılan eğitimi, deneyimi, öngörüsü değil. Onun farkı, halka yakınlığında, dürüstlüğünde ve samimiyetinde yatıyor. İzleyiciyi ekonomi diliyle sıkmaktansa ekranın gerisinde onu dinleyen kişiyle bire bir iletişim kurmayı tercih ediyor. Lügat parçalamak şöyle dursun Cem Seymen tam da halkın dilinden konuşuyor.

Seymen, her pazar CNN Türk Kanalı’nda yayınlanan “Para Dedektifi” adını verdiği programında ekonominin sorunlarını masaya yatırırken çözüm önerileri sunuyor. Çözüm için tarımsal kalkınmışlığı işaret ediyor. Her programında tekrar ve tekrar ekonomiyi düzeltecek birincil gücün Türkiye’de tarım olduğunu savunuyor.

 

Çözmek Sormakla Başlar!

Dünya nereye gidiyor? Diğerleri nasıl başardı? Türkiye Ekonomisi nasıl iyileşir? Enflasyon nasıl düşürülür? Her programında bu soruların yanıtını arıyor.

Cem Seymen soruyor, sorguluyor: Çiftçi ile diyalog kuruyor, sorunlarını dinliyor; Üreticileri ziyaret ediyor sorunlarını dinliyor;  Marketlerde fiyatların izini sürüyor; Tüketicinin nabzını tutuyor.

Cem Seymen sorunlara çözümler arıyor: Çiftçinin çözüm önerilerine kulak veriyor; Dünyadaki başarıyı yakalamış ülkelerin sistemlerini inceliyor. Türkiye’nin kalkınmışlık düzeyini artıracak fikirleri, buluşları, uygulamaları, sistemleri, devlet politikalarını araştırıyor, buluyor. Başaranlara nasıl başardıklarını soruyor.

Cem Seymen öneriyor: Türkiye’nin ekonomik, kültürel, sosyal yapısına en uygun olanı masaya koyuyor. Böyle yaparsak “olur” şöyle yaparsak “gelişiriz” diyor!

Cem Seymen’in söylemekten asla vazgeçmediği sözler var: Demokrasi, çalışkanlık, disiplin, özgür akıl, kaliteli eğitim, eğitimde sınırsız teknoloji kullanımı, yaratıcı zekâ. En çok da tarımsal yatırım, tarımsal yatırım, tarımsal yatırım!

 Ülkenin ekonomisini büyütecek lokomotif güç: Tarım!

“Türkiye bir tarım ülkesi.” Bereketli toprakları, güneşlenme süresi, zengin akarsu kaynakları, yüksek genç nüfus oranı. Türkiye, doğru tarımsal politikalar ve finansal, teknolojik desteklerle Dünyanın ekonomik kalkınmışlıkta ilk 20 ülkeden biri olmayı değil ilk 10’da olmayı hak ediyor.

Türkiye bir tarım ülkesi. Topraklarında rahatlıkla yetiştirilebilecek ürünler ithal ediliyor. İthal ürüne harcanan para çiftçinin şartlarını iyileştirmek ve ülke tarımına yatırım yapmak için de kullanılabilir.  Mesela Trakya Bölgesi ay çiçeği üretiminin merkezi. Ancak çiftçi tarafından ekilmiyor. Devlet eliyle biçilen değer çiftçinin beklentilerini karşılamıyor ve bugün ülkemiz Rusya’dan Ukrayna’dan ay çekirdeği ithal ediyor.

Türkiye’de Çiftçilik demek fakirlik demek.

Çiftçi kazanmıyor. Gençler fakirlikten kaçıyor, şehre göçüyor. Topraklar atıl kalıyor. Desteği yetersiz gören çiftçi her ürünü ekmiyor. Toprakların devlet tarafından imara açılmasını dört gözle bekleyerek satıp savıp yine göç ediyor.

Dünyada ilk kez 2010 yılında, şehirlerde yaşayan insan sayısı kırsal alanlarda yaşayan insanların sayısını geçti. Peki kim tarım yapacak?

Devletlere çok iş düşüyor: Akıllı politikalar yürütenler çiftçisine sahip çıkıyor. Almanya, İtalya, Hollanda, İngiltere sanayileşme oranı yüksek ülkelerden ve fakat tarım ülkesi olarak da anılmayı başarıyor. Çünkü teknolojiyi sadece sanayide değil tarımda da kullanıyor: Almanya, dünyanın güneşli gün sayısı en az olan ülkelerinden buna rağmen çevreye zarar verme ihtimali yüzünden nükleer santrallerini kaldırarak güneş panellerini elektrik enerji elde etmek için kullanıyor. Tarlalarını bu enerji ile suluyor. Çiftçinin üretim maliyetini düşürüyor.

Dünya küçüldü.

Her kalkınma politikası, her yeni teknoloji, kurulan her sistem ve yapılan her planlama herkesin bilgisi dâhilinde. İnovatif düşünmek yeterli: Fikirleri birleştirmek, fikirlere yeni fikirler ekleyerek kendi şartlarına uyumlu hale getirmek yani kendi düzenine entegre etmek elinde.

İnovasyon, entegrasyon, teknoloji kelimelerinin havalı birer sözün ötesinde akıl yürütmelerimizin parçası olduğu yarınlar için, ülkemizin gelecek tasarısını Cem Seymen gibi insanlar yapsın. Bunca bilgiyi izleyicisine öğreten Cem Seymen, tarım politikalarından sorumlu olsun. Neler olur neler!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir