Uluslararası Kabuklu Yemiş ve Kuru Meyve Konseyi (INC) İcra Direktörü Sn. Goretti GUASCH ile 2015 INC GenelKurulu’na dair bilgiler aldık ve keyifli bir röportaj yaptık.Soylu ve Cengiz Danışmanlık Firmasından Hande TUNÇEL’e katkılarından dolayı teşekkürler.
Sizi tanıyabilir miyiz? INC’deki görevinizden ve sorumluluklarınızdan bahseder misiniz?
Barselona Ramon Lull Ünviersitesi, ESADE İşletme Fakültesi’nde İşletme Bilimleri ve Yöneticilik yüksek lisansına sahibim. Amerika’dan Hindistan’a kadar uluslararası pek çok üniversitenin işletme fakültesinde eğitim programlarına katıldım. Ekonomist kimliğimle daha önce INC Yönetim Binası’nda koordinatörlük ve organizasyonun finansal işlerinden sorumluydum. 2003 yılından bu yana INC İcra Direktörü olarak INC’de strateji ve planlama çalışmalarından sorumluyum. Genel olarak sorumlu olduğum alanlar; Kabuklu yemiş ve kuru meyve endüstrisinin gelişimi için, üreten ve tüketen ülkelerde uluslararası toplantılar teşvik ederek, sektör içinde karşılıklı anlayış yaratılmasını sağlamak; ortak veya tamamlayıcı çıkarları paylaşan ulusal ve uluslararası kuruluşlarla uluslararası işbirliğini teşvik etmek olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca üyelik, editoryal ve istatistiki bilgiler, kongre ve sempozyumlar, bilimsel ve siyasi işler, beslenme ve eğitim ile ilgili farklı çalışma komitelerin faaliyetlerini koordine ediyorum. 50 ülkeden 600 üyesi üyesi olan INC’nin kabuklu yemiş ve kurutulmuş meyve konusunda sağlık, beslenme, gıda güvenliği, devlet düzenlemeleri ve dünya çapında bir istatistik veritabanı oluşturulması konusunda da çalışmalarımı sürdürüyorum.
Uluslararası Kabuklu Yemiş ve Kuru Meyve Konseyi’nce (INC) bu yıl 34’üncüsü düzenlenen ‘Dünya Kabuklu Yemiş ve Kuru Meyve Kongresi’ Antalya’da düzenlendi. Bu yıl konsey gündeminde neler vardı?
Hangi sorunlara dikkat çekildi ve çözüm önerileri sunuldu?Dünya Kabuklu Yemiş ve Kuru Meyve Kongresi’nin 34’üncüsünü Antalya’da gerçekleştirmiş olmaktan çok mutlu olduk. 2023 tarım vizyonunda dünyanın en iyi beşinci ülkesi olma hedefi taşıyan Türkiye’de bu organizasyonu gerçekleştirmek gerçekten anlamlıydı. Burkina Faso’dan Kore’ye, Malawi’den Meksika’ya 61 farklı ülkeden gelen yaklaşık 1000 delegenin katılımı ile yine sektörün en büyük buluşmasını gerçekleştirdik. 40’tan fazla konuşmacımız vardı. Bu konuşmacılar arasında Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, CocaCola CEO’su Muhtar Kent ve Chobani Yoğurtları’nın Kurucu CEO’su Hamdi Ulukaya gibi önemli isimler de yer aldı.
Kongrede fındık başta olmak üzere kabuklu yemiş ve kuru meyvelerin üretim miktarları, pazar ve fiyat yapısı değerlendirildi.
Öte yandan kongrede üretim verimliliğinin şartlılığı, bu sektörün diğer gıda alanlarına sağladığı katkı ve inovatif ürün yaratılması konusundaki önemli rolü, kabuklu yemişin ve kuru meyvenin sağlık üzerindeki pozitif etkilerinin bilimsel sonuçları ve tüketicilere bu yönde bilgilendirme yapılmasının önemi öne çıkan konular arasında oldu. Türkiye’nin kabuklu yemişler haricinde kuru meyve alanında gösterdiği başarısı da konuşulan konular arasındaydı.Ayrıca bir kez daha gördük ki bu buluşmanın sektör işbirlikleri açısından önemi oldukça yüksek. Kongre süresinde bir çok sektör oyuncusunun çeşitli işbirliklerine imza atmaları, kongrenin amaçlarından birine ulaşması adına bizi çok mutlu etti.Kongrede çiçek sayımına göre yapılan çalışmalar sonuncunda elde edilen tahmini rekolteler paylaşıldı. Bu sonuçlar sektörün hızla büyümekte olduğunu gösterdi. Paylaşılan sonuçlar arasında yer alan fındık dünya üretim miktarının 963 bin 500 ton olması da fındığın sektördeki önemli rolünü bir kez daha kanıtladı.
Kongrede sektör sorunları da ele alındı. Bildiğiniz gibi orta ve uzun vadede tarım sektörünün en büyük sorunu iklim değişikliği. Bu sorun doğal olarak kabuklu yemiş ve kuru meyve endüstrisini de etkiliyor. Geçtiğimiz yıl sıra dışı hava şartları nedeniyle hem kabuklu yemişler hem de meyve ekinleri zarar görmüştü. Hatta bu konuda son zamanların en önemli örnekleri de Türkiye’de yaşanan don olayı oldu. 30 Mart’ta Karadeniz bölgesinde yaşanan don fındık hasadına büyük darbe vurdu. Tamamen hava durumuna bağlı olan tarım sektörü, bazı durumlarda yaşanan değişiklikleri de avantaja çevirebiliyor. İklim değişikliği bazı bölgelerde sorun yaşanmasına neden olurken, bazı bölgeler de sıcak hava koşulları sayesinde yetiştirilen ürünün türüne göre bu durumdan istifade edebiliyor. Ancak yüksek sıcaklık sel gibi sorunlarla da üreticiyi vurabiliyor.
Türkiye’de yaşanan bu iklim değişikliklerinden büyük darbe yedi. Bu durum dünya kuru meyve sektörünü de etkiledi. Son 6 yıla bakıldığında Türkiye, 104 bin ton ile dünya kuru kayısı üretiminden %63 oranında pay alarak ilk sırayı temsil ediyordu. 23 bin ton ile İran Türkiye’nin ardından geliyordu. Dünyada kuru kayısı imalatı, Türkiye’nin 2014/2015 sezonunda yaşadığı talihsiz don felaketi nedeniyle, 2013/2014 sezonuna göre % 60 oranında düştü. Türkiye’nin kuru kayısı üretimi 3031 Mart 2014’te yaşanan don olayı nedeniyle yaklaşık %93 oranında gerileyerek 8 bin 210 ton seviyesinde gerçekleşti.
Kongrede, kabuklu yemiş ve kuru meyve tüketiminin dünya genelinde nasıl artırılabileceğine ilişkin görüş paylaşımları da yapıldı. Kabuklu yemiş üretim ve tüketiminin tonaj olarak en büyük bölümünü temsil eden fındık ve Antep fıstığı gibi ürünler için özel oturumlar düzenlendi. Burada üründen alınacak verimi artırmanın yolları tartışıldı.
Dünyanın en büyük fındık üreticisi olan Türkiye’nin, ileri teknolojiye sahip tarım makinalarını kullanarak hem ekim hem de hasat döneminde üretimi daha verimli hale getirebileceği konusunda görüş alışverişi paylaşıldı. Özellikle Türkiye üretiminde son 12 yıldır zirai don gibi nedenlerle fındık üretiminin azaldığı da kongrede dile getirildi. Verim artışının sağlanması ve makineli tarıma geçilmesi de görüşülen konular arasında yer aldı.
Öte yandan kabuklu yemiş ve kuru meyve tüketimini artırmanın bir diğer yolunun da yeni pazarlara girmekten geçtiğine dikkat çekildi.
INC olarak çalışmalarımızı Antalya’da sınırlamadık. Kongre öncesi fındığın ana üretim bölgesi olan Doğu Karadeniz’i yerinde görmek ve sektörle ilgili bilgiler almak üzere Amerika, Belçika, İsveç ve İsviçre’den gelen 5 kişilik heyetimiz Trabzon’daki örnek bahçeleri gezdi. Heyetimiz, Trabzon Ticaret Borsası koordinasyonunda yürütülen Fındıkta Verim ve Kaliteyi Arttırma Projesi kapsamında yaşlı bahçelerin sökülüp yeniden dikilmesi ile oluşturulan örnek bahçeleri yerinde gördü. Bu çalışmadan da son derece memnun kaldık. Biz, Türkiye’de fındık alanlarının genellikle çok ağaçlı ocak sisteminden oluştuğunu biliyoruz. Ancak bu çalışmamız sayesinde yeni çalışmalarda farklı dikim sistemlerinin kullanıldığını gördük. Bu sistem, verim ve kalitenin artmasına etki yapacaktır, bu nedenle bu tür çalışmaların fındık ithal eden firmalar ve ülkeler tarafından da desteklenmesi gerekiyor diye düşünüyoruz.ARGE Ekibi ile çalışarak başarılı bir çözüm üreteceğine eminim.61 ülkeden yaklaşık bin delegenin katılımıyla sektörün en büyük buluşması olarak işaret edilen Kongre’nin önce Dünya sonra Türkiye için önemi nedir?Bu yıl düzenlenen kongre, INC tarihinde ilk defa katılımcıların aile bireylerine de açılarak, üyelerimizin kongre boyunca Türk misafirperverliğini yerinde yaşamalarını sağladık. Türkiye, sahip olduğu üretim kapasitesiyle, dünya genelinde sektörün parlayan ülkelerinden birisi olarak faaliyetlerine devam ediyor. Başta fındık ve kayısı olmak üzere, sektörde en yüksek hacimli üretim gerçekleştiren ülkelerden biri olan Türkiye, gerçekleştirdiği bu kongre ile hem katılımcılarının hem de tüketici ülkelerin yeni iş birliklerine de ev sahipliği yaptı. Sektörün pek çok oyuncusu Antalya’da yeni ürün ve servislerini de tüketiciler ve diğer üyelerle paylaşma fırsatı yakaladı.
Bu yıl kongre kapanışında bilim insanlarını destekleyerek yaptırdığınız araştırmaların sonuçlarını açıkladınız. Bu araştırma başlıklarından ve bu araştırmalarla neyin amaçlandığından bahseder misiniz?
Kabuklu Yemiş ve Kuru Meyvelerin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini araştırma ve elde ettiği bulguları yaygınlaştırma çalışmalarına ağırlık veren INC bu konuda yapılan bilimsel araştırmaları oldukça önemsiyor. 1983 yıllında bu yana kabuklu yemiş tüketiminin yüzde 250 oranında artmasında büyük pay sahibi olan INC, tüketicilerin sağlıklı beslenme alışkanlığına yönelmesinin bu artışta önemli bir payı olduğuna inanıyor. Kabuklu Yemiş ve Kuru Meyve tüketiminin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerine ilişkin yapılan bilimsel araştırmaları desteklemek adına bir fon oluşturan INC, bu yılın kazanan araştırmasını da Antalya’da açıkladı. Kabuklu yemiş ve kuru meyvenin yaşlanmayı geciktirme özelliklerini temel alan bir araştırma üzerinde çalışan Dr. Jeffrey B. Blumberg, 200 bin Euro’luk araştırma fonunu kazandı. Araştırmasında kabuklu yemiş ve kurutulmuş meyvelerin içerisindeki antioksidanların, insan sağlığı ve kronik hastalıkların üzerindeki etkileri baz alan Blumberg, bu yılki fonun sahibi oldu.
Obezite ile mücadele konusunda çalışmalarınız ve araştırmalarınız olduğunu biliyoruz. Kuruyemiş’in önemi hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz? Ve Harvard Medicine ile birlikte yürüttüğünüz araştırmadan bahseder misiniz?
Gelecek tahminlerine bakarsak da son 10 yılda %50’den fazla büyüyen kabuklu yemiş ve kuru meyve pazarının, tüketicilerin sağlıklı yaşam konusundaki bilinci arttıkça, daha da büyüyeceğini öngörüyoruz. Lezzetli olmalarının yanı sıra, kolesterol içermeyen, protein, lif ve faydalı pek çok bitki kökenli kimyasalı barındıran kabuklu yemişler, vitamin ve mineraller bakımından da oldukça zengin. Dünya ekonomisine 2 trilyon dolar zarar verdiği tahmin edilen ve her geçen gün daha fazla insanı etkisi altına alan obezite ile olan savaşta, kuru meyve ve kabuklu yemişlerin çok önemli rol oynadığı bugüne kadar yapılan pek çok bilimsel araştırma ile kanıtlanmış bulunuyor. En sağlıklı atıştırmalık olarak kabul edilen, kabuklu yemiş ve kuru meyve tüketimi, başta obezite olmak üzere kalp krizi, diyabet ve kanser gibi rahatsızlıkların önlenmesinde ve tedavisine büyük katkı sağlıyor. INC, bu gerçekten hareketle tüketicileri bilinçlendirmek adına pek çok çalışma yürütüyor.
Harvard Sağlık Okulu ve Harvard Kamu Sağlığı Okulu tarafından 19802010 yılları arasında düzenlenen araştırma çarpıcı sonuçları ortaya çıkardı. 16 bin 200 kadın ve 11 bin 229 erkeğin katılımı ile düzenlenen araştırma, günde bir avuç (yaklaşık 28 gram) kabuklu yemiş tüketen bireylerin, kansere yakalanma olasılığını %11, kalp krizi riskini %29, şeker hastalığı riskini %16 ve solunum hastalıkları riskini %24 oranında düşürdüğü ortaya çıkarmıştır. Öte yandan kabuklu yemiş tüketenlerin, tüketmeyenlere göre ölüm riskinin %20 oranında tespit edilmiştir.
Kabuklu kuruyemiş ve kuru meyve pazarının geçen yıla oranla bu yılki büyüme oranından bahseder misiniz? Dünya Kuruyemiş Pazarında sizce tatmin edici bir büyüme oldu mu?Uluslararası Kabuklu yemiş ve Kuru Meyve Birliği (INC) olarak 35 yıldır faaliyet gösteriyoruz. 70 ülkeden yaklaşık 700 üye şirketimiz var ki bu da pazardaki küresel oyuncuların yaklaşık %70’ini temsil ediyor. Bu gücümüz ile kurulduğumuz günden bu yana yaptığımız çalışmalarla yıllık küresel tüketimin yüzde 250 artışına destek olduk.
Öte yandan kabuklu yemiş ve kuru meyve tüketiminin arttırılması ve buna bağlı sağlıklı yaşam bilincinin oluşturulması adına her türlü çalışmayı sürdürüyoruz. Sektördeki kriterleri standartlaştırma ve sektörün tanıtımı için yapılan çalışmaları profesyonel bir tabana taşıma hedefimizin yanı sıra global pazara ilişkin en net sonuçları da INC olarak bizim temin ettiğimizi söyleyebilirim. Bu doğrultuda sektör rakamlarına bakacak olursak;
Açıkladığımız son verilere göre, kabuklu yemiş endüstrisinin tedarik değeri 2014 yılında, bir önceki yıla kıyasla %25 oranında büyüyerek 33,7 milyar dolarlara ulaştı. Endüstrinin tedarik değerinin 2006 yılından bu yana yakaladığı büyüme oranı ise %146’ya ulaştı. Diğer taraftan kuru meyve endüstrisi tedarik değeri de 2013’ten 2014’e %5, son 10 yılda %56 oranında büyüme kaydederek 7,4 milyar dolarlık bir hacme ulaştı. Dolayısıyla kabuklu yemiş ve kuru meyve endüstrisinin toplamda 40 milyar doları aşan bir tedarik değeri olduğunu görüyoruz.
2014 2015 sezonunda dünyada kabuklu yemiş üretimi bir önceki sezona göre % 8,5 oranında artarak 3,7 milyon metrik tona ulaştı. Son 10 yılda üretim % 56 oranında artış gösterdi. Türkiye pazarına baktığımızda ise 2014 yılında ağaçta yetişen kabuklu yemiş üretimi 336 bin metrik tona yükseldi. Diğer bir değişle Türkiye, 1,5 milyon metrik tonluk üretim kapasitesi olan ABD’nin ardından dünyanın en büyük ikinci kabuklu yemiş üreticisi konumunda yer alıyor. Türkiye’yi İran takip ediyor. 2004 yılından bu yana ABD 12,4 milyon, Türkiye 4,5 milyon, İran da 2,6 milyon metrik ton ceviz üretimi gerçekleştirdi.Global ölçekte üretim olarak en fazla büyüme yaşanan ürün badem oldu. Badem üretimi son 10 yılda ikiye katlandı ve kabuksuz halde 1 milyon metrik ton seviyesini aştı. Türkiye badem üretiminde ise, 16 bin ton ile ABD, Avustralya, İspanya ve İran’ın ardından 5. Sırada yer alıyor. Badem tüketimi noktasında ise Türkiye, 19 milyon ton ile 12’nci sırada yer alıyor. Ceviz ve fıstık da bademin ardından, sırasıyla en çok üretimi yapılan kabuklu yemişleri oluşturdu. ABD ceviz üretimini, son 10 yılda % 83 oranında artırırken, Türkiye de ceviz üretimini % 62 oranında artırdı.
Ürün bazında baktığımızda; Badem 8,3 milyar dolar, Fıstık 7,3 milyar dolar, Ceviz 6,4 milyar dolar, Kaju 4,6 milyar dolar ve Fındık da 3,7 milyar dolarlık tedarik değerine ulaştı. Fıstık üretiminde Çin başı çekiyor. Küresel bazda fıstık üretimi 2014 yılında 35,6 milyon metrik tona ulaştı (kabuklu). Dünyadaki fıstık üretiminin %36’sı Çin’de gerçekleşiyor. Onu da Hindistan ve Nijerya takip ediyor. Tüketim tarafından bakıldığında ise kabuklu yemiş tüketiminin son 10 yılda % 53 oranında artış gösterdiği görülüyor. Özellikle Orta Gelir Kuşağı’ndaki ülkelerin kabuklu yemiş üretimindeki payı son 10 yılda ciddi bir artış gösterdi. 2004 yılında fıstık tüketimindeki payı %34 olan Orta Gelir Kuşağı’ndaki ülkelerin fıstık tüketimindeki payı %53 seviyesine ulaştı.Türkiye’nin 2013 yılındaki kabuklu yemiş tüketimi 239 bin metrik tonu aştı. Bir önceki yıla göre %16 oranından büyüyen pazar, 2004 yılından bu yana ise %161 büyüme kaydetti. Türkiye 240 bin metrik tonluk üretim kapasitesiyle, dünya fındık üretiminin % 71’ini temsil ediyor. 2014 yılında dünyada fındık üretimi %25 oranında gerileyerek 337 bin ton oldu. Fındık üretiminde Türkiye’nin ardından 37 bin tonluk üretim hacmi ile İtalya geliyor. İhracat tarafında ise Türkiye, 2013 yılında gerçekleştirilen 245 bin tonluk fındık ihracatından 163 bin ton ile %66’lık pay alarak fındık ihracatına da liderlik ediyor. Türkiye ihraç ettiği fındığın % 30’unu dünyanın en büyük ikinci fındık üreticisi olan İtalya’ya satıyor. Tüketime bakıldığında ise İtalya Türkiye’yi geçiyor. Türkiye’de 2013 yılında 65 bin ton fındık tüketilmişken, İtalya’da 88 bin tondan fazla fındık tüketimi gerçekleşti.
2014 yılında Türkiye, 130 bin tonluk Antep Fıstığı üretimi ile dünyadaki üretimin % 20’sini temsil etti. ABD 235 bin ton ile Antep fıstığı üretiminde ilk sırayı alırken, ardından İran ve Türkiye geliyor. Antep fıstığı tüketiminde Türkiye yıllık 123 bin ton ile ilk sırada yer alıyor. Türkiye, 2014 yılında ürettiği 30 bin ton ceviz ile dünya ceviz üretiminden %5 pay aldı.
Bu üretim ile Türkiye cevizde en büyük 6’ncı üretici ülke konumunda yer alıyor. Türkiye’nin yıllık ceviz ihracatı ise 4 bin 200 ton. Türkiye 28 bin ton ile en çok ceviz tüketen 4’üncü ülke. Kuru meyvede ise kuru üzüm 3,5 milyar dolarla başı çekiyor. Ardından 2 milyar dolarla hurma ve yaklaşık 1 milyar dolarla erik geliyor. Orta gelir kuşağı ülkeleri kuru meyve üretim ve tüketiminde en fazla payı alan ekonomileri temsil ediyor. Türkiye, 2014 sezonunda 406 bin ton ile dünyanın en büyük kuru meyve üreticisi oldu. Türkiye’nin ardından sırasıyla ABD ve İran geliyor. Son 10 yılda üretimi %17 oranında artan kuru üzümde de lider üretici Türkiye. 328 bin ton ile dünya kuru üzüm üretiminde %24’lük bir paya sahip olan Türkiye, ihracatını da %18 oranında artırarak 216 bin tona ulaştırdı. 109 bin ton ile 2013 yılında dünyadaki kayısı ihracatının da % 81’ini temsil eden Türkiye, aynı zamanda dünyanın en çok kayısı tüketen ülkesi. 70 bin tonluk yıllık üretim kapasitesiyle dünyadaki kuru incir üretiminin % 56’sını temsil eden Türkiye, küresel kuru incir ihracatında da %64’lük bir paya sahip. Ancak buna karşın Türkiye en az kuru incir tüketen ülkelerden biri.