Özgür, “Edirne’de Ceviz Üretimi Yükseliyor”

Edirne Uzunköprü’de ürettiği chandler tipi cevizi işleyerek piyasaya servis eden kuruluş Naturel Meyvecilik’in sahibi Değerli Ramazan Özgür ile bir söyleşi gerçekleştirdik. 1937 yılında doğan bu değerli isimle tarihte yolculuk ederken, Naturel Meyvecilik’in kuruluş hikayesini öğrendik; Türkiye’de ceviz Piyasası’nın durumunu analiz ettik.

Özgür, “…Günümüz ile kıyasladığımda, bundan 15 yıl öncesine kadar Türkiye’de “bilimsel ceviz üretimi” “kapama bahçe mantığı ile kurulan “ceviz çiftliği kültürü” yoktu.”

…Chandler tipi cevizin seçilmesindeki nedenlerden biri evvela ince kabuklu olması dolayısıyla da kolay kırılmasıdır. İçi beyazdır, randımanı yüksektir: bir yetişkin ağaçtan ortalama 48 ila 52kg ceviz alınabildiği söylenmektedir.” dedi.

Sizi tanıyabilir miyiz?

1937 yılında Yunanistan’da dünyaya geldim. İlkokulu İskeçe’de okudum. Eğitimimi 1952’de Gümülcine’de yeni kurulan, Türk ve Yunan dilinde eğitim veren Celal Bayar Lisesi’nde sürdürdüm. O lisenin ilk mezunlarındanım. 1959’da İstanbul Üniversitesi’ne girerek 1965’te Kimya Yüksek Mühendisi olarak eğitimimi tamamladım.

Üniversiteden mezun olur olmaz İstanbul Merter’de bulunan Akın Tekstil’de iş başı yaptım. 45 yıl süreyle Akın Tekstil’de çeşitli pozisyonlarda görev aldım: ilk 3 yıl şeflik, ondan sonraki 4 yıl teknik müdürlük, daha sonrada uzun yıllar genel müdürlük ve CEO’luk görevlerimi 2010 yılında tamamladım ve ayrıldım.

Tarım yapmaya ve ceviz üretmeye nasıl karar verdiniz?

Ailemize ait Edirne Uzunköprü’de araziler vardı. Bu arazilerde ayçiçeği, buğday ve tabii sulak yerlerde çeltik ekiliyordu. Malum bu bölgede yaygın olarak ekilen ürünler bunlardır.

Ürünlerin piyasadaki karlılık oranlarını incelediğimde daha karlı ürünler ekebileceğim kanaatine vardım. 30 dönümlük bir “şaraplık üzüm ekimi” yaptım. Hedefim butik şarapçılık idi. Ancak bir markanın doğması oturması uzun iş. Daha kısa süre içinde fayda sağlayacağımı düşündüğüm “ceviz çiftliği” fikrine 2008’li yıllarda dönüş yaptım.

Cevizi daha önce ekimini gerçekleştirdiğiniz meyvelerle kıyasladığınızda artıları nelerdir?

Gerek bağcılık yani üzüm gerekse de elma yaş meyvelerdir. Yeşil, yaş meyvelerde en büyük problem bekletme süresinin kısalığıdır. Ayrıca saklama aşaması için ayrı ve masraflı yatırımlar yapmak gereklidir. Cevizde ise doğru şekilde kuruttuktan sonra, uzun süre stoklama şansımız vardır.  Cevizi besin değerlerini koruyarak 4 aydan 6 aya kadar stoklayabilirsiniz.

İkinci neden ise; Türkiye’de ciddi şekilde cevize ihtiyaç var. Çeşitli kaynaklardan ülkemize yurtdışıdan 70 bin tonun üzerinde ceviz ithal edildiğini okuyoruz.

Özellikle belirtmem gerekliliği hissediyorum: Günümüz ile kıyasladığımda, bundan 15 yıl öncesine kadar Türkiye’de “bilimsel ceviz üretimi” “kapama bahçe mantığı ile kurulan “ceviz çiftliği kültürü” yoktu.

Bu yeni yatırımlarla kendimize yeterek dövizin yurtdışına gitmesine mani olacağız. Hedef geniş düşündüğümüz zaman budur. Biz kazanacağız, ülke kazanacak. Ayrıca ceviz üreticisi Yurda binlerce hektar ağaçlandırma katkısı yapacaktır.

Neden Amerikan menşeili chandler türü ceviz ekiyorsunuz?

Chandler tipi cevizin seçilmesindeki nedenlerden biri evvela ince kabuklu olması dolayısıyla da kolay kırılmasıdır. İçi beyazdır, randımanı yüksektir: bir yetişkin ağaçtan ortalama 48 ila 52kg ceviz almak mümkündür.

“Neden yerli cevizleri tercih etmiyorsunuz?” derseniz, ceviz türlerimizde erken çiçek açma durumunda; herhangi bir kırağı don veya ona benzer bir olayla karşılaşma olasılığı ciddi farklılıklar yaratıyor. 15 gün dahi erken çiçek açsa ciddi kayıplar yaşanıyor.

Araziniz kaç dönüm?
250 dönümlük bir arazi üzerine 5bin ağacımız var. Buradan ayrı arazilerimizde var. Dolayısıyla 350 dönümlük bir işletme hedefliyoruz. Daha fazla büyümeyi düşünmüyoruz. Bilinçli üretim ile yüksek verimde ve kaliteli mahsul almak hedefimiz.

500 metre kare işleme tesisimiz var. Mevcut makinelerimizi de Fransa’dan edindik. Ancak yeni makineler edinerek mekanizasyon alanında tesisimizi geliştirmeyi planlıyoruz.

Ceviz işleme sürecini bizlere özetler misiniz?

Ceviz ağacı silkelenerek meyveleri düşürülür; meyveler toplanır, havuza atılır ardından özel makinelerle kabuklar soyulur; meyve ön kurutmaya alınır. Ön kurutmanın ardından kurutma; boş taneleri ayırmak için üfleme ve boylama (kalibrasyon) aşamaları bulunuyor.
Biz bu prosesi bütçemize göre; zaruret sırasına koyarak ediniyoruz: Kurutma- üfleme- ölçümleme var. Bu aralar soyma makinesi almayı planlıyoruz. Sonra bir ikinci kurutma ve ön kurutma makinesi alacağız. Daha sonra paketleme makinesi de edineceğiz.

Silkeleme makinesi oldukça pahalı. Bu hizmeti dışarıdan alıyoruz. İnsan gücüyle topluyoruz. Soyma işlemimiz ise yarı otomatik şartlarda gerçekleştiriliyor.

5 yıllık planınız nedir?
Mekanizasyonu artırmak

Satışınızı nereye gerçekleştiriyorsunuz?
İç piyasada satışımız var. Türkiye hali hazırda muazzam bir ceviz ithalatçısı… Ancak aynı zamanda Türkiye’de ceviz konusunda önemli yatırımlar da gerçekleştirildi. 5bin ila 10bin dönüm arasında ekim yapan firmalar var. İleride kendimize bu alanda yeten bir ülke pozisyonunda olmamız mümkün.

Biz butik bir mantıkta çalışıyoruz: az tonaj çok kalite anlayışımız var. 5000- 7500 ağaçlık bir meyve çiftliği olarak kalmayı planlıyoruz.

Ceviz ile ilgili organlar var mı? Önereceğiniz organizasyonlar var mıdır?

Şu an Türkiye’de ceviz ile bir organ ve organizasyon yok. Ne dernek ne federasyon ne de üniversiteler ve sektör temsilcilerinin yürüttüğü yakın ilişkiler söz konusu değil. Bu konuda acil kurum ve bilimsel kuruluşlara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir