Cyborg, sibernetik ve organizma kelimelerinin birleştirilmesinden türetilmiş bir kelimedir. Bu kelimenin günümüzde karşılık geldiği şey ise, teknoloji ile özellikleri üstün hale getirilen canlılardır. Bilim insanları yakın gelecekte, teknolojinin akıl almaz düzeyde gelişeceğini ve hemen hemen bütün iş alanlarında insanın yerini makinelerin alacağını öngörüyor. Bunun iyi yanı kusursuz ve hızlı iş çıkacak. Kötü yanı ise, insanlar işsiz kalacak.
Yine bir kısım bilim insanı, kusurlu insanoğlunun makineler ile yarışabilmesi için mekanik uzuvları ya da teknolojik uygulamaları bedenlerine entegre edeceklerini öngörüyor. Böylece, insan zekası yapay zekaya karşı üstünlüğünü koruyacak.
Dünya ilginç bir yer. İnsanlık heyecan verici bir yöne doğru gidiyor. Bundan 20 yıl önce biri gelip size, cep telefonlarının icat edileceğini, bu teknoloji sayesinde televizyon izleyip fotoğraf çekebileceğinizi; hava durumu tahmininden yol tarifine kadar alabileceğini; sıkıldığınızda telefonunuzun sizinle oyun oynayacağını ve hatta konuşacağını söyleseydi ne derdiniz?
Bilim insanları şimdi de yakın gelecekte Cyborg ‘ların gerçek olacağını söylüyor. Hatta Hollywood filmlerindeki kadar ürkütücü seviyede olmasa da basit örnekleri de görülmeye başlandı.
DÜNYANIN İLK CYBORG ADAMI “NEİL HARBİSSON”
Neil Harbisson, dünyaya çok nadir rastlanan bir rahatsızlık olan Akromatopsi ile doğmuş. Bu hastalık nedeniyle sanatçı tamamen renk körü. Onun için dünya tam anlamıyla siyah ve beyaz.
Harbisson’u ilginç kılan özelliği bu hastalıktan fazlası. O 2003 yılından bu yana, renkleri görmese de duyabilmesini sağlayan bir aygıt ile yaşıyor. Renkleri hislere dönüştüren bu cihaz, elektronik bir göz. Cihaz renk frekanslarını toplayarak başının arkasındaki cipe gönderiyor.
Kendini cyborg olarak nitelendiren Harbisson, insanların cyborg olmaları için onlara yardım eden ve teknolojiyi onların vücudunun bir parçası olmak yönünde cesaretlendiren “Cyborg Foundation” un da kurucusu.
Biraz insan birazda robot özellikleri olan Harbisson, aslında bir piyanist ve duyduğu müziği ve insan seslerini renkler ile ifade edebiliyor. Neil’i merak edenler web sitesini ziyaret edebilir. www.harbisson.com
CYBORG BÖCEKLER
Cyborg Böcekler, aslında hiçte yeni değil. 2000’li yılların başında konu ile ilgili çalışmaya başlandı. Uçan böceklerden bir casus ordusu kurmak hedefleniyor. Pek çok yeni teknoloji gibi bu da Savunma Sanayi için yapılan AR- GE araştırmalarından biri.
Hürriyet Gazetesi’nin resmi web sitesinde, teknoloji bölümünde, 14 Mart 2008 tarihli haberine göre; “Amerikan Savunma ve Araştırma Ajansı (DARPA) tarafından sürdürülen çalışmalarda, kanatlı böceklere henüz pupa evresindeyken bazı elektrodlar naklediliyor. Gelişme döneminde vücutlarında parçalarla bütünleşen “cyborg” böcekler, uzaktan kumandayla istenilen yere uçurulabiliyor.
Bu yaratıklar, uzaktan kontrol edilmesini mümkün kılan özel elektrotlar, bataryalar ve video kameralarla donatılıyor. Amerikan Savunma ve Araştırma Ajansı, ufak beyin sondalarıyla güve gibi böcekleri donatabileceğini açıkladı. Çalışmalar geliştikçe eklenen bileşenler böceklerin topladığı bilgilerin tekrar merkezi bilgisayara gönderilmesini mümkün hale getirecek.
Araştırmacılar, böceklerin askeri amaçlı kullanılacağını söylüyor ve rehin alınma durumlarında bu yaratıkların faydasının olacağına inanıyor.”
CYBORG ASKERLER GELİYOR
Sabah Gazetesi, Teknoloji Haberleri Köşesi’nde, 25 Ocak 2016 Tarihinde yayınlanan Emre Çetinkaya’nın habere göre; ABD Ordusu çok ses getiren yeni bir proje duyurdu: 1960’lı yıllarda ABD^li bilim insanları Manfred Clynes ve Nathan S. Kline tarafından ilk kez ortaya atılan Cyborg terimini daha sık duyacağız.
“Çünkü ABD Ordusu, geçtiğimiz gün insan aklı ile bilgisayarlar arasında köprü oluşturabilecek bir implant edilebilen sinir arayüzü geliştirdiklerini duyurdu. Yeni program, beyin ve dijital dünya arasında veri transferi bağı kurmayı amaçlıyor. Yani ABD, askerlerini birer cyborg’a dönüştürmeyi planlıyor.
Diğer taraftan Gelişmiş Savunma Araştırma Projeleri Dairesi(DARPA) halihazırda bu proje üzerinde çalışıyor ancak henüz bu konuda çok ilerleme kaydedebilmiş değiller. Belirtilene göre program, şu an için yalnızca 100 kanal üzerinden iletişim kurulabiliyor. Ancak DARPA aynı anda 1 milyon nöron ile iletişim kurabilecek bir sistem geliştirmek için çalışıyor.
Ayrıca bu program, makine ve beyni birbirine bağlayarak mevcut beyin yeteneklerinin arttırılabilmesini sağlayabilir.”
IRON MAN GERÇEK OLUYOR
NTV’nin 10 Haziran 2016 tarihli resmi web sitesinde yayınlanan habere göre; “ABD’li milyarder işadamı Elon Musk, Pentagon ile yaptığı gizli görüşmeler ile bir kez daha gündemde. Tesla ve Space X gibi firmaların sahibi olan ve yaptığı yatırımlar ile bilim kurgu filmlerindekine benzer buluşlara imza atmaya çalışan Musk, sıklıkla Marvel’ın kurgusal karakteri Tony Stark’a (Iron Man) benzetiliyor. ABD medyasında yer alan “Musk Pentagon’da ne yapıyordu?” içerikli haberlere kişisel Twitter hesabı üzerinden yanıt veren Musk, “Uçan metal kıyafetle ilgili bir şey…” Mesajını yayınladı. Bu yorum Musk’ın yeni bir askeri zırh üzerinde çalıştığı yorumları yapılmasına neden oldu.”
TARIMDA CYBORG TEKNOLOJİ
Cyborg kavramı ilk olarak insan faaliyetlerini desteklemek amacıyla ortaya çıkmıştır. Bunlara örnek olarak yapay kalp kapakçığı, oksijen tankı veya insülin pompası verilebilir. Teknolojinin gelişmesi ile cyborg kavramı bu anlamın ötesine taşınmıştır. Bugün insanın günlük işlerini veya zorlu görevleri yerine getirmek amacıyla kullanılan, insan bedenine ya da insan yaşamına entegre olmuş üst seviye bir teknolojik kavramdır.
Tıp alanında, askeri alanda, uzay alanında bugün cyborg teknolojiden faydalanılmaktadır. Tarım alanında kamuya duyurulmuş henüz bir çalışmaya rastlamamakla birlikte, “Neden olmasın?” demeden geçemiyoruz.
İcatlar, ihtiyaçlara göre farklı alanlara uyarlanabiliyor. Artan dünya nüfusu ve tükenen kaynaklar, gelecekte tarımsal üretim alanında ciddi sorunlar yaşanacağına işaret ediyor. Temiz su ve hava, gübre ile kirlenmemiş bakir topraklar azaldıkça sağlıklı ürün üretmek için teknolojiden daha çok faydalanmamız gerekecek gibi.
Neil Harbisson’un gözü gibi bir göze sahip olanlar, doğanın sesini dinleyerek temiz su kaynaklarını bulmak için çalışabilir.
Ya da cipler yardımıyla takip edilen böcekler yardımıyla; tarıma uygun toprakları bulmak adına “arazi haritası” çizilebilir. Ya da, yönlendirilmiş hareketlerle cyborg böcekler, toprağı havalandırabilir.
İnsanlar savaşmak için değil, başka dünyaları keşfederek tarım yapmak için Iron Man gibi demirden kıyafetler giyebilir.
İnsanlığı doyurmak için yapay zekanın kusursuz gücü ve insanın duyarlı duygusal yönü birlikte çalışabilir. Yarınlarda neler olacak? Bilinmez ama büyük oranda tahmin edilebilir. La Recolte Du Monde Dergisi Ekibi olarak önerimiz şu; Olmaz demeyin, Hollywood filmlerini daha dikkatli izleyin! 😉
Ö.K.