- Dünyada ilk kez 2010 yılında, şehirlerde yaşayan insanların sayısı kırsal alanlarda yaşayan insanların sayısını geçti.
- Bugün dünya GSYH’nin (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) beşte biri ekonomik olarak öne çıkan 10 şehirde üretiliyor. Yani bugün GSMH’nın yüzde 50’den fazlasını, nüfusu 750 Binden büyük 650 şehir oluşturuyor.
- Önümüzdeki 20 yılda da küresel şehir nüfusunun yaklaşık 1,4 milyar olacağı tahmin ediliyor.
- Biz biliyoruz ki gelecekte çok daha fazla insan, tüm sorunlarına rağmen megaşehirler diyebileceğimiz yoğun nüfuslu şehirlerde yaşıyor olacak. (İleri Görüş, 2015/3 Sf:5)
Şehirler büyüyor! Mimari yaklaşımlarda, kentlerin planlamasında çevre ve insan odaklı çözümler aranıyor. Yoksa kalabalık şehirlerde yaşamak gittikçe zorlaşacak. Dünyanın ve insanın selameti için sivil toplum kuruluşları &yerel yönetimler çözüm üretmeye ve faydalı projeler geliştirmeye özen gösteriyor. Teknolojinin hayatımıza girmesiyle ve dikey bina düzeniyle yalnızlaşmaya başladığımız bugünlerde teknolojiyi avantaja dönüştürecek yaklaşımlar benimseniyor.
Tekil insan ve toplumun faydasına hizmet eden yerel yönetimler bilinçli bir şekilde bir araya gelerek tarımı gündelik hayatın içine sokan fikirler geliştiriyor ve yavaşça uygulamaya geçiriyor. Dünyanın farklı yerlerinde desteklenen bu yaklaşımların bulaşıcı bir virüs gibi tüm gezegeni sarmasını dilerim.
Girizgâhımı iyi dileklerimle bitirdikten sonra sizinle aslında paylaşmak istediğim konuya geliyorum. Gelecekte çok yaygınlaşacağı öngörülen “şehirlerin müsait yerlerinde, evlerin balkonlarında, apartman teraslarında ve taşıt üstünde tarım uygulaması” heyecan verici…
Balkonda topraksız tarım yapılmaya başlandı. Böyle yenilikler önce hükümetlerin projeleri olarak geliştirilse de sonunda yine toplumsal hayatın içinde halkın ihtiyaçlarını gideren uygulamalara dönüşüyor. Bilgisayar teknolojisi de Amerikan ordusunun verileri kolay saklamak için geliştirdiği bir proje değil miydi (!)
Konuya geri dönüyorum: NASA “bir uzay istasyonunda toprak olmadan nasıl bitki yetiştirebiliriz” diye araştırınca biz de evimizin balonunda topraksız, zahmetsiz bir bitki yetiştirme yöntemi öğrenmiş olduk. Bu yöntemi savunanlara göre tarımsal üretim için toprağa ihtiyaç yok. Önemli olan üç unsur var: Bitkinin kökleri ile tutunabileceği bir yer, mineraller ve su.
Bu sistemi hayata geçirmek için basit yöntemler var. Evdeki pet şişelerden, borular yardımıyla basit sulama yöntemlerine kadar her şey düşünülmüş ve hayatının içinde yeşile yer vermek isteyenler için internette sayısız farklı kaynak var.
Ancak ben toprağa bağlıyım. Onun bereketini hiçbir şeye değişmem. Toprak, su ve tohum üçlüsünün birlikteliği ile oluşturulmuş bahçeler şehirlerde, evlerde yerini almalı. Türkiye’de bu konuya ön ayak olan sivil toplum kuruluşları var: Yeryüzü Derneği gibi.
Yeryüzü Derneği…
Bu Dernek, 2009’dan beri faaliyet gösteriyor. 7 ekolojik yaşamı seven insan tarafından kurulmuş. Kurucularının amacı ekolojik yaşama gönül verenleri bir çatı altında buluşturmak. Dernek şimdi yerel yönetimlerle iş birliği yaparak İstanbul’un çeşitli yerlerinde gönüllülerin katılımı ve katkısı ile kent bahçeleri kuruyor.
İstanbul’da Kent Bahçeleri kuruyorlar.
Balkon bahçesi, hobi bahçesi derken bir bakmışsınız, tarımı şehir kültürünün içinde harmanlamışsınız ve en ekolojik şekilde “kent bahçelerinde” ürün yetiştirir olmuşsunuz.
Modern zamanlarda yazıyoruz. Zincir marketlerde satılan pencere önü bostanlarından tutun da dev saksılara kadar pek çok alternatif bulmak ve bitki yetiştirmek için alan yaratmak mümkün. Bu balkon bahçeleri sizi ve ailenizi beslemeye yetmez fakat iyi bir başlangıçtır.
Hobi bahçesi ise daha çok belediyelerin hazırladığı alanlarda yapılan bir uğraştır. İnsanların tercihi genellikle hafta sonları oraya giderek ekim- dikim yapmak ve toprağa daha yakın olmaktır. Kesinlikle rahatlatıcı ve keyifli bir hobi… Ancak kimse size aile boyu doyacağınızın garantisini vermiyor. Adı üstünde keyifli bir uğraş, hobi! Kuşkusuz faydalı ve çok şey öğreneceksiniz. Edindiğiniz bilgiler ileride sizi iyi bir kent bahçecisi yapabilir!
Yeryüzü Derneği’nin web sitesinde rastladığım Kent Bahçesi tanımını ve yararlarını alıntı yaparak size işi özetlemek istiyorum: “En az 20-25 m2’lik bir alanda, evinde veya bahçe olarak ayrılan alanda en az bir ailenin sebze meyve ihtiyacının önemli bölümünü karşılamak amacıyla kentte oluşturulan ekolojik üretim alanıdır. Kent bahçesi büyük bir balkon veya terasta saksılarda, ev ya da apartman bahçesinde veya kentin boş alanlarında oluşturulabilir. Batıda özellikle son yıllarda yaygınlaşan, mahalle/topluluk bahçesi (community garden) olarak bilinen bahçe türü ülkemizde asırlardır devam eden bostanlara benzer. İstanbul’daki Yedikule Bostanları 1500 yıldan fazla zamandır kentsel tarım alanı olarak kullanılmaktadır. Geçtiğimiz yaz Harvard Üniversitesi’nin yaz okulu kapsamında burada “Şehir ve tarım: İstanbul’un tarihi bostanlarını korumak ve çalışmak” adıyla bir ders bile verildi.”
MERAKLISINA!
1) Yedikule Bostanları, İstanbul’da Yedikule Surları’nın dibinde bulunur. Osmanlı Döneminde Saray mutfağında pişen yemekler için burada ekim yapılırmış. Bu tarihi bostan İstanbul’un Fatih semtinde bulunmaktadır. Halen bostana halk tarafından ekim yapılmaktadır. Bizans ve ardından Osmanlı mirası olan, UNESCO’nun “gayri-maddi kültür varlıkları” arasında saydığı bostan, antik bir şehir bölgesi içinde mevcut dünyanın en eski tarım alanı” olma niteliğini taşımaktadır.
2) “Kent bahçeleri sayesinde suni gübre, kimyasal ilaç, hormon, genetiği değiştirilmiş tohum gibi risklerin önüne geçiyorsunuz. Üretim kent içinde sağlandığından taşıma ve depolama masrafı da yoktur. Böylelikle fosil yakıt tüketimi de azalır. -Salınan sera gazlarının %20’sinden fazlası tarımsal üretim ve ürünlerin ulaştırmasından kaynaklanıyor.- Kent içinde tarımsal üretimin artması sera gazı yayılımının azalmasına ve böylece iklim değişikliğinin önlenmesine katkı sağlar. Karbon ayak izimiz büyümez. Ayrıca taze sebze meyvedeki antioksidan miktarı kilometrelerce öteden gelmiş ve beklemiş olana göre çok daha fazladır. İyi planlama ve bakımla kent bahçenizde yetiştirdiğiniz ürünlerle daha sağlıklı ve ucuza beslenebilirsiniz.” (www.yeryuzudernegi.org)
Dünyada Örnekleri var
Kanada’nın Montreal kentinde 11 bin kişi, 2010 yılında onlarca ton meyve-sebze üretmiş. Küba’nın başkenti 2,2 milyonluk Havana’da, şehirlilerin tükettiği besin maddelerinin yüzde 80’i kent bahçelerinde yetiştirilmiş. Çin’in en büyük şehri Şanghay’da 2 bin 500 kilometrekarelik alan, yine kent bahçesi. Moskova’da yaşayanların üçte ikisinin de kent bahçesi var.
Sonuç olarak, gelecekte şehirlerin çok büyüyeceği ve kalabalıklaşacağı öngörülüyor. Köylerin küçülmesi gerçeği bir yana topraktan bu kadar uzaklaşmak önemli bir sorun. Bu sorunu şehirlerde tarım yapabileceğimiz küçük ekim-dikim alanları planlayarak aşmak ne kadar yeterli olur bilinmez ama insanın gelecekte Şehir Bahçeleri ile yetinmemesini dilerim.
Arzu ve isteklerimizin sınırlarını unuttuğumuz, tüketmeyi genel ve vazgeçilmez bir alışkanlık haline getirdiğimiz şu günlerde; bence insanların doğaya, doğallığa ve birbirine ihtiyacı var. Toprak bizim köklerimiz. Köklerimiz bizi bir arada tutsun; Şehir Bahçeleri büyüyüp Dünyamız dev bir bahçeye dönüşsün. Bakın görün; o gün cennet gibi gelecek!