YOGİK BESLENME: ZİHİN, BEDEN VE RUH DENGESİ
La Recolte Du Monde Dergisi olarak, yogik beslenme ve sağlıklı yaşam üzerine Yoga Eğitmeni Sayın Umutcan Öcal ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Yogik beslenmenin temellerini, günlük yaşama nasıl entegre edilebileceğini ve bakliyat ile tohumların önemini konuştuk.
Mersin Bekiralanı Yaylası’nda özel bir alan inşa ederek yoga seven insanlara hizmet vermeye başlayan Öcal, sağlıklı beslenme ve yoga ilişkisine de söyleşimiz boyunca değindi: “Hem yogik beslenme hem de yoga pratikleri, beden, zihin ve ruhun doğal ve bilinçli bir denge içinde olmasını sağlar. Bitkisel proteinler, sağlıklı yağlar ve lif açısından zengin bakliyat ve tohumlar, vücudu güçlendirir, zihni berraklaştırır ve ruhsal dengeyi korur. Yoga yapan bireylerin enerji seviyelerini artırmak için mercimek, nohut, fasulye gibi bakliyatlar ile çiya, susam, keten tohumu gibi besinleri tüketmelerini öneririm.” dedi.

Umutcan bey, sizi tanıyabilir miyiz? Yoga Eğitmenliği serüveninizden bahseder misiniz?
Ben Umutcan. Yoga eğitmeni ve Mersin Yoga’nın kurucusuyum. Mersin Yoga, 2020 yılında, hepimiz için zor zamanlar olan pandemi salgını döneminde hizmet vermeye başladı. Sokağa çıkma yasağı ve insanların bir arada olması konusundaki kısıtlamalar nedeniyle, dijital dünyaya ayak uydurup online dersler vererek süreci ilerlettik. Aktif stüdyo dersleri, atölyeler ve eğitimlerle kısa sürede birçok kişiye ulaştık. 2. senemizde, daha büyük bir stüdyoya taşınarak alanımızı genişlettik. Derslerimiz “Hatha Yoga” temelli pratiklerden oluşuyor. Hatha Yoga felsefesini ve hareket alışkanlığını üyelerimizin deneyimlemesi ve günlük hayatlarına dahil etmelerinin, birinci motivasyonumuz olduğunu söyleyebilirim.
2024 yılının son çeyreğinde bir Hindistan deneyiminiz oldu. Orada yoga ve beslenme üzerine gözlemleriniz neler oldu?
Hindistan’ın batı bölgesinde bir Hindu aşramında ve Hindu yoga okulunda kalma şansım oldu. Burada yogik uygulamaları deneyimlerken, Hindu ritüellerini ve aşram yaşamının kültürel alışkanlıklarını gözlemleme fırsatı buldum. Aşramda, yiyecekler kendi bahçelerinde yetiştirilip tüketiliyor ve bu düzenin önemli bir parçası.
Karma yoganın bir gereği olarak, orada bulunan herkes temizlikten bitki ekimine kadar çeşitli işlere katılıyor. Beslenmenin yalnızca bedeni doyurmak değil, aynı zamanda üretim sürecine emek vermek, onu hissetmek ve önemsemek olduğu vurgulanıyor. Bir besinin “satrik” olması, yalnızca içeriğiyle değil, üretim aşamaları ve bize ulaşma süreciyle de doğayla uyum içinde olmasını ifade ediyor. Bu yaklaşım, beslenme sürecinin doğal ve bilinçli bir şekilde gerçekleşmesini hedefliyor.
Aşramda en çok tohum, bakliyat, sebze ve meyve üretilip tüketiliyor. Bu yaşam tarzı insana içsel bir huzur veriyor. Doğa ile uyum içinde yaşamanın ve ona zarar vermediğini bilmenin verdiği dinginlik, günlük hayattaki tüm hallerimize yansıyor. Sağlıklı bir şekilde yaşlanmak için de bu beslenme ve yaşam şekli oldukça doğru bir yaklaşım. İleri de yine böyle bir deneyimi yaşamak istiyorum.
La Recolte du Monde: Yogik beslenme nedir ve hangi prensiplere dayanır?
Umutcan Öcal: Yogik beslenme, insanın kendi doğasıyla uyum içinde yaşamasını ve zihin, beden, ruh bütünlüğünü korumasını amaçlayan bir beslenme yaklaşımıdır. Temelinde Hindistan kökenli Ayurveda bilimi bulunur. Bu beslenme biçimi, işlenmiş ve yapay gıdalardan uzak durmayı, doğal ve taze besinleri bilinçli bir şekilde tüketmeyi önerir. Aynı zamanda doğanın döngüleriyle uyum içinde olmayı teşvik eder.
La Recolte du Monde: Yogik beslenme günlük hayatta nasıl uygulanabilir?
Umutcan Öcal: Öncelikle doğal ve taze gıdaları tüketmek, bedenimizin ihtiyacına göre beslenmek ve yemek sırasında farkındalık geliştirmek çok önemli. Yemeği acele etmeden, minnettarlıkla tüketmek ve besinin bize ulaşma sürecini düşünmek, beslenme deneyimini dönüştürür. Örneğin, bir elma yerken onun yetiştiği ağaçtan, toprağa ve güneş ışığına kadar olan süreci fark etmek, bilinçli bir beslenme pratiğidir.
La Recolte du Monde: Bitkisel bazlı proteinlerin yogik beslenmedeki yeri nedir?
Umutcan Öcal: Bitkisel protein kaynakları, yogik beslenme açısından çok değerlidir. Bakliyatlar ve tohumlar, lif ve temel besin ögeleri bakımından oldukça zengindir ve hayvansal proteinlerin yerine tüketilebilir. Satvik beslenme prensibine de uygundur çünkü doğaya daha az zarar verir. Mercimek, nohut, fasulye gibi bakliyatlar ve çiya, keten tohumu, kabak çekirdeği gibi tohumlar, vücudun ihtiyaçlarını karşılarken doğayla uyumlu bir beslenme sunar.
La Recolte du Monde: Yoga uygulamalarının sindirim sistemine nasıl bir etkisi var?
Umutcan Öcal: Yoga, sindirim sistemini birçok açıdan destekler. Öne katlanma ve twist hareketleri, mide ve bağırsaklara hafif baskı uygulayarak sindirimi teşvik eder. Aynı zamanda, stresin sindirim üzerindeki olumsuz etkilerini azaltır. Yoga sayesinde bağırsak hareketleri düzenlenir, kan dolaşımı artar ve metabolizma hızlanır. Bu da sindirim ateşi olarak bilinen Agni’yi güçlendirerek besinlerin daha iyi sindirilmesine yardımcı olur.
La Recolte du Monde: Yogik beslenme ve yoga, enerji seviyelerini nasıl etkiler?
Umutcan Öcal: Hem yogik beslenme hem de yoga pratikleri, beden, zihin ve ruhun doğal ve bilinçli bir denge içinde olmasını sağlar. Bitkisel proteinler, sağlıklı yağlar ve lif açısından zengin bakliyat ve tohumlar, vücudu güçlendirir, zihni berraklaştırır ve ruhsal dengeyi korur. Yoga yapan bireylerin enerji seviyelerini artırmak için mercimek, nohut, fasulye gibi bakliyatlar ile çiya, susam, keten tohumu gibi besinleri tüketmelerini öneririm.
La Recolte du Monde: Stüdyonuzun dışında başka bir projeye başladığınızı duyduk. Bundan bahseder misiniz?
Umutcan Öcal: Evet, Mersin Yoga olarak, yaylada özel bir alan inşa ettik. Bu yayla, Mersin Bekiralanı mevkiinde bulunuyor. Burası hem kendi öğrencilerime hem de yeni insanlara hizmet edecek bir merkez olacak. Geçtiğimiz ay iki atölye ile yolculuğumuza başladık. Yoga pratikleriyle birlikte beslenme üzerine de atölyeler düzenledik. Bu süreçte diyetisyen arkadaşlarımla iş birliği yaparak bilimsel ve pratik bilgilerle desteklenen etkinlikler düzenlemeyi de sürdüreceğiz. Heyecan verici bir süreç içindeyiz. Ayrıca yine geçtiğimiz günlerde seramik atölyesi düzenleyerek sanat ve yogayı buluşturduk. Aklımda çok özgün fikirler var ve bunları zaman içerisinde hayata geçireceğim.
La Recolte du Monde: Son olarak, gıda konusunda vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Umutcan Öcal: Günümüzde sağlıklı gıdaya ulaşım giderek zorlaşıyor. Çevre kirliliği ve gıda fiyatlarındaki artış, bireysel farkındalığı zorunlu hale getiriyor. Kendi tükettiğimiz gıdanın en azından bir kısmını üretmeye çalışmak hem zihinsel hem de ruhsal olarak insana iyi gelen bir süreçtir. Satın aldığımız, tükettiğimiz her gıdayı bilinçli seçerek doğaya ve kendimize daha faydalı olabiliriz. Umarım bu farkındalık her geçen gün artar.

