2014 yılının ilk çeyreğinde açıklanan BM Raporuna göre, küresel ısınma dünyayı tehdit eden önemli bir sorun. Isınma, yakın gelecekte tahıl üretimini olumsuz yönde etkileyecek ve gıda sıkıntısına neden olacak. Kutup buzullarının erimesiyle deniz seviyesi yükselirken bazı ülkelerin kıyıları sular altında kalacak ve bu da toplu göçe neden olacak.
Dünya Nüfusun Doyması İçin Öncelikli Gıda “Tahıl”. Dünya genelinde yaşanacak kıtlığı önlemek için dengeli bir tahıl üretimi gerekiyor. Özellikle pirinç ve buğday üretimi hayati önem taşıyor.
Bugün, 7 milyar dolayında olan Dünya nüfusunun yaklaşık 1 milyarı açlık ve yetersiz beslenme sorunlarıyla mücadele ediyor. Bir yanda obezite ile mücadele eden kalkınmış ülkeler varken diğer taraftaysa açlıkla mücadele eden geri kalmış ülkeler bulunmakta. Özellikle Afrika kıtasında ciddi açlık sıkıntısı yaşanmakta.
Tarihler 2020’yi gösterdiğinde Dünyanın pek çok ülkesinde görülen iklim değişikliklerinin gıda üretimini önemli ölçüde etkileyeceği ortaya konuyor. Çözüm için insan beslenmesi için temel olan iki önemli besin üzerinde duruluyor: “Buğday” ve “Pirinç” Bu iki ürünün dünyada birçok insanın temel ihtiyaçlarını minimum seviyede karşılanması için gerekli besinler olduğu bilim adamlarınca ortaya konmaktadır. Dünyayı besleyen bu iki temel üründen buğdayın üretimi yaklaşık 800 milyon tondur. Dünya pirinç üretimi de hemen hemen aynı seviyededir.
Buğday ve Pirinç Hayati Önem Taşıyor.
Dünya üzerinde insan varlığı sürdürmesi için hayati önem taşıyan 7 tarım ürününün sıralaması ise şöyledir: Buğday, pirinç, mısır, patates, şeker pancarı, şeker kamışı, yağ bitkileri (ay çiçeği, yer fıstığı, soya vb.) ve beslenme için kullanılmayan ancak medeni yaşantın devamlılığı için hayati önem taşıyan pamuktur. Bu bitkiler en çok Rusya ve Türki Cumhuriyetleri’nde üretilmektedir; Beklenen olumsuz iklim değişikliklerinin etkisi ile üretiminin azalması ise Dünya üzerinde ciddi sorunlara neden olur.
2014 yılı birinci çeyreğinde BM’in, Japonya’da düzenlenen Uluslararası İklim Değişikliği Paneli’nde yayınladığı taslak raporda, global önlemler alınmaması halinde tahıl üretiminde her 10 yılda bir, yüzde 2’lik gerileme öngörülüyor. Tarihler 2090’ları gösterdiğinde 1.45 trilyon dolarlık bir ekonomik zarar yaşanacağı tahminler arasında gösteriliyor.
Küresel sıcaklıkların 2.5 derece değişmesi dünyadaki gayrisafi milli hasılanın yüzde 2 oranında azalmasına yol açacak. Yağışların azalması ile kuraklık artacak ve tarım yapılan arazi oranı ciddi oranda azalacak. Bu süreç yaşanırken Dünyanın nüfusunun artacağı da öngörüler arasında gösteriliyor. Bu yüzyılın sonlarına doğru nüfusun yüzde 14 artacağı tahmin ediliyor. Küresel ısınmanın bir diğer olumsuz etkisi ise, kutup bölgesinde eriyen buzulların etkisi ile yükselen deniz seviyesi olacak. Kıyı bölgelerde bulunan pek çok yerleşim sular altında kalarak yaşanmaz hale gelecek ve bu kitlesel göç hareketlerini beraberinde getirecek. Gıda sıkıntısı ve sel felaketleri için de acil çözüm önerileri almak gerektiği raporda belirtiliyor.
Paris’te 2015 Aralık Ayında İklim Zirvesi Düzenlendi.
Dünya iklim değişiklikleri ile mücadele konusunda bir araya geldi. Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen İklim Değişikliği Konferansı çerçevesinde (COP21) katılımcı ülkeler anlaşma yaparak Dünyanın geleceği için ortak mücadele etme kararı aldı.
Küresel ısınmayı 1.5 derecede tutmayı hedefleyen taslak, gelişmekte olan ülkelerin de kabulüyle kabul edildi. Anlaşmanın içerik başlıkları şöyle: “Fosil yakıtlardan vazgeçmek, ülkelerin karbon salınım beyanlarını 5 yılda bir gözden geçirmek ve küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutmak.”
Böylece hedeflenen 2050 yılına kadar ülkelerin sera gazı salınımını dengelemelerini sağlamak ve insanın iklim üzerindeki hasarını azaltarak gelecekte yaşanacak olumsuzlukların önüne geçmek.