BUĞDAY TARLASINDA YÜKSEK ÖKÇELER

La Recolte Du Monde Dergisi’nin 17. Sayısı’nda özel bir misafiri ağırlıyoruz. Ankara Polatlı’nın ilk ve tek kadın tohumcusu Sayın Sevgi Coşkun ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Polatlı ilçesinde kurulan Ahi Tohum, 2017 yılının mayıs ayında kurulmuş ve o günden bugüne, özellikle İç Anadolu çiftçisinin güvenini kazanarak tohum tedarikini sağlamıştır.

Sevgi Hanım ve ekibinin 2 yıl gibi kısa bir sürede elde ettiği başarı hayranlık uyandırıcı. Ahi Tohum, sadece tohum sağlamakla kalmıyor; çiftçinin ürünü yetiştirme süresinde de yol göstericisi, destekçisi oluyor.

Çoşkun, “Tohumculuk çok önemli bir sektör ve işimiz bir çocuğu büyütmeye benziyor. Ahi Tohum olarak PROGEN A.Ş. ve Trakya Tarım’dan destek alarak ilk adımlarımızı attık. 2 yıl içerisinde büyüdük. Gelecek planımız ise Ar- Ge Merkezi olan ıslahçı bir firma olmak” dedi.

 

Ahi Tohum’un kuruluş hikayesini bize özetler misiniz?

Kamu sektöründe çalışıyordum. Eşimin tohum sektöründe 15 yıllık bir geçmişi var. Ahi Tohum’u henüz kurmadan önce sektörel toplantılar, tarım fuarları gibi etkinliklere giderek kendimizi Ahi Tohum’u kuracağımız güne hazırladık. 30 Mayıs 2017 şirketimizi kurduk. Bu kariyerimiz için muhteşem bir adım ve dönüşümdü.

Ahi Tohum, Ankara Polatlı ilçesinde kuruldu. Progen A.Ş. ve Trakya Tarım’dan tohum tedarik ediyoruz. Bölgesel bayilik yapıyoruz. Tohumu royalte karşılığı çalışıyoruz ve üretimini yapıyoruz. Ürünün ekiminden biçimine kadar ki olan tüm süreçleri takip ediyor; zirat mühendisi kadromuzla çiftçinin yanında oluyoruz.

Ardından mahsulü çiftçiden biz satın alarak tesisimizde işliyor ve elde edilen tohumun yeniden satışını gerçekleştiriyoruz. İlk yıl 70 ton civarı; ikinci yıl ise 600 ton sertifikalı tohum sattık.

İleriye dönük en büyük hayalimiz de kendi AR- GE merkezi olan ve kendi tohumlarını üreten bir firma olmak.

Öncelikli bölgeniz neresi? Çiftçilerle nerede buluşuyorsunuz?

Öncelikle şunu belirtmeliyim; Polatlı çiftçisi bizi kabul etti. Bu noktada bayan olmamın doğru iletişim kurmak ve güçlü bağlar geliştirmek konusunda etkili bir faktör olduğunu düşünüyorum. Hem Polatlılı olmam, ekibimiz bilgisi ve ilgisi dede çiftçiye güven veriyor.

Ayrıca İç Anadolu Bölgesinin hemen hemen tümüne hâkimiz. İletişim kanallarımızdan en önemlisi sıcak iletişim. “Köy toplantıları düzenleyerek çiftçi ile tanışıyor; teknik ekibimizle arazileri geziyor; çiftçileri yerinde ziyaret ediyoruz; tarlaları kontrol ediyoruz.

Çiftçilerle sıcak temas kurduğunuzu belirttiniz. Gözlemleriniz nelerdir?

Konya, Kayseri, Kırşehir, Kütahya, Eskişehir, Beypazarı, Haymana tohum satışımız oldu. Çiftçilerimiz kendi değerinin farkında değil. Bizim çiftçilik mesleğine yaklaşımımız “elleri nasırlı, ayağı çarıklı insan modeli.” Oysa Amerika, Avrupa ülkelerindeki gibi öğretmenlik, hakimlik, doktorluk gibi profesyonel ve başlı başına kıymetli bir iş gibi algılanmalı. Biz Ahi Tohum olarak onlara hak ettikleri önemi gösterdiğimiz için bizimle çalışıyorlar.

Ayrıca, çiftçide teknik bilgi eksikliği var. Gider bazında ekonomik olarak zorluklar yaşıyor. Çiftçi genel olarak küskün, kızgın ve kırgın.

En iddialı tohumunuz hangisi?

Progen Tohum’dan aldığımız “Lucilla” . Bu tür; Avusturya, İtalya ve Türk melezidir. Bu tohumun üretimini çiftçiye yaptırmıyor sadece Progen Tohum’dan alarak satıyoruz.

TT601 isimli tohumun hem satışını hem üretimini gerçekleştiriyoruz.

Lucilla’yı sizin için özel kılan yanı nedir?

Lucilla benimle birlikte sektöre giriş yaptı. Özellikle İç Anadolu Bölgesinde ekimi yoktu. Ben bu tür ile duygusal bir bağ kurdum desem yalan olmaz. Onun bölgede tanıtımı ve tercih edilmesi noktasında çok emek verdim.

2018 yılı toplam tohum satışınız nedir?

2017 yılında bir ambar ile yola çıkmıştık; şu an 3 ambarımız var. 2 yıl içerisinde istikrarlı olarak kapasitemizi artırdık. 2018 yılında buğday ve Arpada 1000 tonu bulduk.

Söyleşimizi nasıl tamamlamak istersiniz?

Erkek egemen bir sektörün içerisindeyim. Doğal olarak, beyler bu sektörde hanımların varlığına pek de alışık değiller. Benim ilk zamanlar varlığımı yadırgadıklarını itiraf etmeliyim. Ancak ben kendime inandım ve planlarımı hayata geçirdim. Adım adım sektör temsilcileri tarafından da kabul gördüm. Röportajımı okuyanlara önerim cesur olmaları… Engel olarak gördükleri her ne varsa, onları durdurarak yollarından çeviren birer mazeret olmaktan çok, hırslandırsın ve mücadele gücü versin. Bilsinler ki;  isteyince oluyor!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir