TÜRKİYE’DE TOHUM MESELESİ

Tohum

Ülkenin nemi, suyu ve güneşine uyum sağlayarak yüzyıllar içerisinde gelişen yerli tohum yerine neden ithal tohum tercih edilir oldu? Hibrit Tohum nedir? Kullanım avantajları ve dezavantajları nelerdir? Türkiye’de yerli tohum kullanmak yasaklandı mı& Yürürlüğe giren Tohum Patent Kanunu nedir?

 

Bizden sadece iki kuşak önce her şey daha başkaydı. Şimdilerde tarım alanında dilimize pelesenk olmuş “organik” kavramı hiç kullanılmıyor; Ancak herkes organik üretiyor ve besleniyordu. Denizaşırı ülkelerden ithal getirilen& ihraç edilen ve tonlarla ölçülen tarım ürünleri yoktu. Yerel halklar iklimsel koşullara uyumlu olarak üretiyor, yerel pazarlarında satış yapıyordu.

Bu kadar kalabalık bir dünyada yaşamıyorduk ve basit tarım yöntemleri o zamanın halklarını doyurmaya yetiyordu. Şimdi ileri düzeyde tarım teknolojileri ile “dünyanın insanı” doyuyor. Ancak sadece iklim olayları değil; devlet tarım politikaları, bilimsel ilerlemeler, küresel eğilimler toprak üzerinde söz sahibi.

Türkiye, tarih boyunca tarım yapılan bereketli bir alan olmuş. 8000 yılda oluştuulmuş bir tohum kültürü var. 2012 yılında yapılan arkeolojik kazılar gösteriyor ki: Güneydoğu Anadolu’nun Batman ile Bismil arasında kalan bölümündeki Körtik Tepe Kazıları’nda bundan 12.000 yıl önce buğdaya anavatan olduğumuzu gösteriyor. Buğday tohumunun genleri topraklarımızda doğal olarak oluşmuş ve gelişmiştir. Buğday tohumu bu topraklara eksiklik ve zayıflıklarından arınarak uyum göstermiş, dayanıklılık kazanmıştır.

Anadolu’nun kendi tohumu var! Buğday örneğinde olduğu gibi pek çok farklı ürün de Anadolu topraklarında yetiştirilmiştir. Yerel tohumlar Türkiye’de özellikle son dönemde kurulmuş enstitülerinde koruma altına alınıyor. Önümüzdeki günlerde devlet eliyle, ıslah edilerek çağın Pazar ihtiyaçlarına daha uygun hale getirilebilir; Hem Türkiye hem de Dünya standartlarında talep görmesi sağlanabilir.

 Çünkü, hibrit tohum tercih edilir oldu. Özellikleri dünya gıda pazarının, çiftçi ve tüketicinin beklentilerini karşıladığı için yaygınlaşan hibrit tohum, yerel tohumun yerini aldı. Dünyanın hızına yetişen, güzel kokulu ve görünümlü ürünlerin vücut bulmasına neden olan bu tohum türü revaçta.

Peki, hibrit tohum nedir? Önce Avantajları(!) Hibrit tohumluk, aynı türe ait bitkinin genetik bakımdan kendisiyle yakın akraba olmayan bir başka bitki ile tozlanmasıyla yani melezlenmesiyle elde ediliyor. Yani aynı bitki türünün farklı ailelerden gelen ana ve baba bitkiler birleştirilerek F1 denilen melez tohum elde ediliyor. Elde edilen tohum, hastalık ve zararlılara, sıcağa ya da soğuğa karşı dayanıklılığı, raf ömrünün uzunluğu ve yüksek verim sağlaması gibi nedenlerle üretimde tercih ediliyor. Önemli bir ayrıntı; “Tek kullanımlık oldukları için her yıl üreticisi olduğu ülkeye çok kazandırıyor.” Hibrit tohum deyip geçmemek gerek. Çünkü o bilginin ve teknolojinin ürünüdür!

Hibrit Tohumun dezavantajlarına gelecek olursak(!) ; Teknoloji kullanılarak genleri değiştirilen tohumdur. Tek kullanımlıktır, yani ürünü kurutup çekirdeklerini tohum olarak kullanamazsınız. Hibrit tohum süreci, tohum ıslahı gerektiriyor ve toprak ilaçla oldukça zarar görüyor. Ayrıca yaygın olarak kullanıldığı için yerel çeşitlerin piyasadan çekilmesine neden olur. Yerel tohumlar, gen bankalarında muhafaza edilmez ise yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalır.

Türkiye’de “İsrail Tohumu” şeklinde anıldığı olmuştur. Ancak, Fransa, Almanya gibi ülkelerinde hibrit tohum alanında başarılıdır.

Neden kendi tohumumuz olmalı? Kendimize yetmek ve dışarıdan tohum almaya ihtiyaç duymamak için. Ancak yerli tohum yetiştirmek pahalı bir süreç gerektiriyor. Tohum ıslahı için açılmış enstitüler ve araştırmalar ülkemizde mevcut. Bu enstitülerde uzun soluklu araştırmalar yapmak ve teknik altyapıyı güçlü tutmak gerekli. Ulusal bir tarım politikası,  sağlam bir planlama, kararlı adımlar olmadan sonuca ulaşmak neredeyse olanaksız. Bu süreci yaşamaktansa yurtdışından tohum temin etmek daha kolay geliyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; Dünya genelinde 420 yabancı tohum şirketi var. Türkiye’ye öncelikli olarak satış yapan ülkeler, İsrail, ABD ve Almanya.

Ayrıca, Türkiye’nin Hibrit Mısır temin ettiği 5 şirket pazar payının %65’ini; Sebze Tohumunda 1 şirket %35’ini; Ay çekirdeği tohumunda 3 şirket %90’ını; Şeker pancarı tohumunda 3 şirket %51’ini; Pamuk tohumunda ise 2 şirket %45’ini elinde tutuyor.

Türkiye’de yerli tohum kullanımı yasaklandı mı?

T.C. Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker farklı yerlerde özetle şu açıklamada bulunuyor; “2004 yılından bu yana yerel tohum teminat altına alındı. Türk tohumu kullanımı yasak(!) söylentiden ve şehir efsanesinden başka bir şey değil. Hükümet eliyle 2004 yılında “Tohum Patent Kanunu” çıkarıldı. Amaç, bilinçli bir şekilde, tohum geliştirme sürecini ve kayıtlı tohum kullanımını yaygınlaştırmak. Kendi tohumumuzu geliştirmek için özel sermaye yatırım yapabilir.

Ayrıca, Dünya’nın 3. Büyük Gen Bankası’nı kurduk. Ankara Gen Bankası’nda 3513 tür bitkinin 97.000 çeşit tohumu muhafaza altında. 2008 yılında biyoçeşitlilik kaybını önlemek için çalışmalarına başlandı ve 2010 yılında da açıldı. Yerel tohum kullanımını yasaklayan bir hükümet kendi tohumunu koruma altına almaz.”

Peki, tohumu muhafaza etmek yeterli mi?

İklim zaman içerisinde değişiyor. Toprak, iklimden, ilaçtan, gübreden, teknolojiden etkileniyor değişiyor. Muhafaza edilen tohumlar, geleceğin değişim göstermiş; iklimine, güneş ışığına, suyuna ve toprağına nasıl adapte olacak(!) Toprağa uyum sağlaması için onu muhafaza etmektense kullanmak gerekmiyor mu?

Hibrit tohum kullanımına bir de sosyolojik açıdan bakmak gerekiyor: Dünya üzerindeki dengeler ve arz- talep durumu da tercihlere şekil veriyor. Artık çiftçi küçük köyünün halkına ya da yakın köylerdeki pazarlara giderek ürettiği mahsulü satmıyor. Tarım da küreselleşti. Kısa sürede yüksek verim alacağı tohumu ekmeyi tercih ediyor. Sebze ve meyvede de dünya ölçütleri yerleşti. Büyüklük, renk, koku standartlara bağlandı. Dünyanın başka ülkelerine ürünü ihraç edilen çiftçi bu taleplere ticaretin doğasına uyumlu olarak cevap vermek zorunda. Hal böyle olunca; uzak pazarlarda kazanacağı ve verimliliği yüksek olan tohumu ekmeyi tercih ediyor. İhracatçılar tarafından da yönlendirilen çiftçinin tercihi de hibrit tohumdan yana oluyor.

AL- EK-AT Modeli Ülkemizde çok revaç görüyor!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir