Türkiye’de 635 bin ton bakliyat açıkta satılıyor

 980x435_fc97c8cf-6430-4cdb-8074-ad6ea66f8d7e

Sofralarımızın Vazgeçilmezi Bakliyata Dikkat

Birleşmiş Milletler’in ‘Uluslararası Bakliyat Yılı’ ilan ettiği 2016’da Türkiye’de tüketicinin sağlıklı, hijyenik, güvenilir bakliyata ulaşımında sorun var… Dünya nüfusunun hızla arttığı, gıda üretiminin ise bu hıza yetişemediği çağımızda Türkiye’de israfla mücadeleyi gündemimizin üst sıralarında tutuyoruz.

Dünyada 800 milyondan fazla insan yetersiz beslenme gerçeğiyle yüz yüze. Buna karşılık uygun olmayan saklama, depolama, satış koşulları nedeniyle her yıl milyonlarca ton gıda çöpe gidiyor. Zengin besin değerine sahip bakliyat gıda tüketiminde önemli bir kaynak. Uzun süre bozulmadan saklanabilecek bu gıdan, sağlıksız koşullar nedeniyle israf ediliyor.

 

İsrafın önlenmesi için bakliyat ambalaja girmeli

PAKDER’in (Tarım Ürünleri Hububat, Bakliyat İş ve Paketleme Sanayicileri Derneği) verilerine göre Türkiye’de bakliyat üretimi yılda yaklaşık 1 milyon ton. Yıllık tüketim ise 1 milyon 50 bin ton olarak hesaplanıyor. Bu miktarın yaklaşık yüzde 35’i ambalaja giriyor. Yani market ve bakkal raflarında satışa çıkan ambalajlı bakliyat miktarı tüketimin yarısının bile çok altında. Türkiye maalesef ambalajlı bakliyatla geç tanıştı. Açıkta satılan bakliyat genellikle marketlerde kapaklı büyük kutularda veya silindir varillerde satışa sunuluyor veya tamamıyla açık olabiliyor. Toz ve haşere ile temas edebiliyor, müşteri dokunabiliyor. Bunlar hijyen açısından büyük sorun. En önemlisi de ürünlerin menşei takip edilemiyor.  Raf bilgisi ambalajlı ürünlerde olduğu gibi tüketiciyi güvenilir ve doğru biçimde aydınlatamıyor. Marketlerdeki açıkta satışın da yüzde 15 olduğunu tahmin ediyoruz. Geriye kalan tüketimin yüzde 50’sinin büyük bölümü kayıt dışıdır. Hassasiyetimizin ve uyarımızın sebebi de budur.

 

“Türkiye’nin ürettiği gıdayı ziyan etme lüksü yok”

Her gıda üreticisinin israfla mücadele bilinciyle faaliyet göstermesi gerekiyor. Beslenmek için ürettiğimiz gıdayı ziyan etme lüksümüz yok.

Uluslararası Bakliyat Yılı nedeniyle bunu özellikle gündeme getirmek istiyoruz; bu kadar değerli bir besini üretip ülkemizin ihtiyacını karşılamak elbette önemli. Ama yetmez. Bu ürünü güvenli şekilde tüketiciye ulaştırmak, bunun için doğru ambalajı seçmek de gerekir. Türkiye’nin ürettiği gıdayı ziyan etme lüksü yok. Doğru ambalaj gıda ürünlerinin çöpe değil sofralara gitmesini sağlar. Türkiye, bakliyat üretiminde dünyanın ilk 10 ülkesi arasında. ‘Sürdürülebilir gelecek için besleyici tohumlar’ sloganını kullanan Uluslararası Bakliyat Yılı çerçevesinde, bakliyatın faydalarının anlatılması, farkındalık yaratılması, üretim ve ticaretinin artırılması gibi hedefler ön planda olacak. Tüm bu çalışmalar sırasında ürünlerin ambalaja girmesi konusunu da gündemde tutmalı, kamuoyu yaratmalı, önemini anlatmalıyız.

 

Gelişmiş ülkelerde ambalajsız ürüne rastlanmıyor. Ambalaj üretiminde hijyen esastır. Ambalaj, ürünün tüketiciye kadar el değmeden hijyenik ortamda hazırlanıp ulaşması anlamına gelir. Ambalajlı tüketim, ürünün tarladan sofraya güvenilir gıda zinciriyle taşınması hedefine katkı sağlar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir